Bağlaçlar
Bağlaçlar
(Conjunctions)
Bağlaç, cümledeki parçaları birbirine bağlayan birleştirici elemandır.
Düzenleyici Bağlaçlar
"
For","
And","
Nor","
But","
Or","
Yet","
So" (F A N B O Y S)
Düzenleyici bağlaç, iki
bağımsız cümleciği birbirine bağladığında, sıklıkla (her zaman değil) bir virgülün ardından gelir.
| Ahmet wants1 to play1 for Altınordu, but he has had trouble2 meeting2 the requirements3. Ahmet vonts tu pley fo_ Altınordu, bat hi_ hez hed trabıl mi_ting dı rikvayımınts . Ahmet Altınordu'da oynamak1 istiyor1, fakat o gereklilikler3i karşılama2da zorluk çekti2. |
|
| He1 wants1 to marry1 but his parents2 wo2n't allow2 it2. Hi_ vonts tu meri_ bat hiz peırınts vo unt ılau it . O1 evlenmek1 istiyor1 fakat onun ana babası2 o2na izin ver2meyecek2. |
Bir dizi liste içinde en sonki eleman "
and" ile bağlanıyorsa, düzenleyici bağlaçtan önce virgül konur.
| I ate two1 apples1, three2 bananas2 , and four3 walnuts3 yesterday. Ay eyt tu_ epıls , tri_ bına_nıs , end fo_ vo_lnats yestıdey . Ben dün iki1 elma1, üç2 muz2, ve dört3 ceviz3 yedim. |
Liste içindeki
bütün elemanlar düzenleyici bağlaçla bağlanıyorsa, virgül konmaz.
| He bought sugar1 and bread2 and milk3. Hi_ baut şugı end bred end milk . O şeker1 ve ekmek2 ve süt3 satın aldı. |
Aynı şeyde karşıtlık ifade eden "
but"'dan önce virgül kullanılır.
| This is a1 useful2 rule1, but difficult3 to remember2. Dis iz ı yu_sfıl ru_l , bat difikılt tu rimembı . Bu faydalı2 bir1 kural1dır, ancak hatırlaması2 zor3dur. |
Daha fazla bilgi için,
İki Bağımsız Cümlecik Arasındaki Noktalama İşareti'ne bakınız.
Bağımsız cümlecikleri bağlamanın dışında, iki cümle elemanını bağlayan düzenleyici bağlaçlarında virgül kullanılmaz.
| Ahmet and Mehmet are friends. Ahmet end Mehmet a_ frends . Ahmet ve Mehmet arkadaştır. |
"And"
Bir fikri, kronolojik sırada sonraki fikre bağlar.
| Ayşe sent in1 her1 applications1 and waited2 by1 the phone2 for2 a2 response3. Ayşe sent in hö_ eplikeyşıns end veytid bay dı foun fo_ ı rispons . Ayşe onun1 başvuruları1nı postaladı1 ve telefon2 vasıtasıyla1 bir2 cevap3 için2 bekledi2. |
Bir fikri ve onun sonucunu birbirine bağlar.
| Ali heard1 the weather1 report2 and promptly boarded up2 his house3. Ali hö_d dı vedı ripo_t end promtli_ bo_dıd ap hiz haus . Ali hava1 raporu2nu dinledi1 ve hemen onun evi3ni tahta çakarak kapattı2. |
Bir fikri, ona tezat bir fikre bağlar.(Sıklıkla bu iş için "
but" kullanılır)
| Oya is1 brilliant1 and Meltem has2 a2 pleasant3 personality . Oya iz brili_ınt end Meltem hez ı plezınt pö_sıneliti_. Oya çok zeki1dir1 ve Meltem hoş3 bir2 kişiliğe sahiptir2. |
Bir fikir ile, ona karşı olan şaşkınlığı birbirine bağlar.(Bazen bu iş için "
yet" kullanılır)
| İstanbul is1 a1 rich2 city1 and suffers2 from1 many3 symptoms2 of2 urban4 blight3. İstanbul iz ı riç siti_ end safıs from meni_ simptıms ov ö_bın blayt . İstanbul zengin2 bir1 şehir1dir1 ve kente ait4 kötü etki3nin2 birçok3 belirtileri2nden1 çeker2. |
Bir cümleciğin, koşullara bağlı olarak, bağlı olduğu diğer cümlecikle arasında kullanılır. (İlk cümlecik, genellikle emir kipindedir)
| Use1 your credit cards1 frequently1 and you1'll2 soon2 find2 yourself2 deep3 in debt2. Yu_z yo_ kredit ka_ds fri_kvıntli_ end yu_ 'l su_n faynd yo_self di_p in det . Senin kredi kartların1ı1 sıklıkla1 kullan1 ve sen1 yakında2 kendi2ni2 derin bir şekilde3 borç2 içinde bulacaksın2. |
İlk cümleciğe bir çeşit
yorum olan diğer cümleciği bağlar.
| Recep became1 addicted to gambling — and that1 surprised2 no one2 who3 knew3 him4. Recep bikeym ıdiktid tu gembıling — end det sıprayzd nou van hu_ nyu_ him . Recep kumara düşkün oldu1 — ve o1 o4nu bil3en3 hiç kimse2yi şaşırtmadı2. |
"But"
İlk cümleciğin bakış açısına tezat, beklenmeyen bir fikri bağlar.
| Kemal lost1 a1 fortune1 in the stock market2, but he still1 seems2 able2 to live3 quite2 comfortably3. Kemal lost ı fo_çın in dı stok ma_kit , bat hi_ stil si_ms eybıl tu liv kvayt kamfıtıbli_ . Kemal borsa2da bir1 servet1 kaybetti1, fakat o oldukça2 konforlu bir şekilde3 hâlâ1 yaşa3yabilir2 gibi görünüyor2. |
İlk cümlecikte olumsuz olarak ima edilen bir fikri, olumlu bir anlam olarak yorumlayan ikinci cümleciğe bağlar.(bazen bu iş için "
on the contrary" kullanılır)
| Club1 never1 invested1 foolishly2, but used2 the services2 of a1 sage2 investment3 counselor4. Klab nevı investıd fu_lişli_ , bat yu_zd dı sö_vis s ov ı seyc investmınt kaunsılı . Kulüp1 akılsızca2 asla1 yatırım yapmadı1 ki akıllı2 bir1 yatırım3 danışmanı4nın hizmetleri2ni kullandı2. |
İki fikri,
-den başka ile birbirine
edat olarak bağlar. (İkinci kelime özne görevini devralır)
| Everybody but Mehmet makes an effort1 for the team2. Evri_bodi_ bat Mehmet meyks ın efıt fo_ dı ti_m . Mehmetden başka herkes takım2 için bir çaba1 harcıyor. | | He1 loves no one2 but you3. Hi_ lavs nou van bat yu_ . O1 sen3den başka hiç kimse2yi sevmez. |
"Or"
Diğerlerini hariç tutarak, gerçekleşebilecek tek olasılığı ilk cümleciğe bağlar.
| You can study1 hard for this exam or you can fail2. Yu_ ken stadi_ ha_d fo_ dis igzem o_ yu_ ken feyl . Sen bu sınav için sıkı çalışabilirsin1 yoksa sen sınıfta kalabilirsin2. |
Seçenekleri birbirine bağlar.
| We can broil1 chicken1 on the grill2 tonight1, or we can2 just2 eat2 leftovers3. Vi_ ken broyl çikin on dı gril tınayt , o_ vi_ ken cast i_t leftouvız . Biz bugün1 ızgara2da tavuk1 kızartabiliriz1, ya da biz sadece2 önceki yemekten kalanlar3ı yiyebiliriz2. |
İlk cümlecikte emir kipini kullanmadan, olumsuz bir seçeneğe bağlar. ("
and" kullanımı için
bakınız)
| They1 must approve1 his1 political2 style1 or they would2n't keep2 electing2 him2 mayor3. Dey mast ıpru_v hiz pılitikıl stayl o_ dey vud ınt ki_p ilekting him meyı . Onlar1 onun1 siyasal2 tarzı1nı onaylamalılar1 yoksa onlar o2nu2 belediye başkanı3 olarak seçme2yi sürdür2mezler2. |
"Nor"
En çok "
neither-nor" bağlantılı çiftinde kullanılır.
| He is neither sane1 nor brilliant2. Hi_ iz naydı seyn no_ brili_ınt . O ne aklı başında1 ne de çok zeki2dir. | | That1 is1 neither what2 I3 said2 nor what I meant3. Det iz naydı vot Ay sed no_ vot Ay mi_nt . O1 ne ben3im söyle2diğim şey2 ne de benim demek iste3diğim şeydir1. |
Diğer olumsuz ifadelerle de birlikte kullanılabilir.
| I haven't1 seen Ali nor Mehmet today2. Ay hev ınt si_n Ali no_ Mehmet tıdey . Ben bugün2 Ali'yi ne de Mehmet'i görme1dim. |
"Yet"
Bazen
zarf gibi davranır.
| Yet another cause1 of trouble2 Yet ınadı ko_z ov trabıl Ayrıca sıkıntı2nın diğer sebebi1 | | A1 simple2 yet noble3 woman I simpıl yet noubıl vumın Sade2 ayrıca soylu3 bir1 kadın | | Yet more expensive Yet mo_ ikspensiv Hatta daha pahalı |
|
| He is yet a novice. Hi_ iz yet ı novis . O hâlâ bir acemidir. | | He 's not1 here2 yet. Hi_'z not hiı yet. O henüz burada2 değil1dir. |
Düzenleyici bağlaç olarak da kullanılır.
| Ali plays1 basketball1 well, yet his1 favorite2 sport2 is2 football3. Ali pleys ba_skitbo_l vel , yet hiz feyvrit spo_t iz futbo_l . Ali basketbol1 iyi oynar1, ama onun1 gözde2 oyunu2 futbol3dur2. |
|
| The visitors1 complained1 loudly about the heat2, yet they continued2 to play3 golf4 every day5. Dı vizitıs kımpleynt laudli_ ıbaut dı hi_t , yet dey kıntinyu_d tu pley golf evri_ dey . Ziyaretçiler1 sıcaklık2 hakkında yüksek sesle şikâyet ettiler1, yine de onlar her gün5 golf4 oynama3ya devam ettiler2. |
| Böyle durumlarda, ikinci cümleciğin özne olan zamiri ile bağlaçtan önceki virgül genelde yazılmaz. |
| The visitors1 complained1 loudly about the heat2 yet continued2 to play3 golf4 every day5. |
"For"
Çoğunlukla
edat olarak kullanılsa da, düzenleyici bağlaç olarak da kullanıldığı olur. Cümle başında kullanılması tavsiye edilmez.
| Ali thought1 he had2 a1 good2 chance1 to get the job2, for his3 father3 was3 on1 the company4's2 board of trustees5. Ali to_t hi_ hed ı gud ça_ns tu get dı cob , fo_ hiz fa_dı vaz on dı kampıni_ 'z bo_d ov trasti_s . Ali onun2 iş2e girmek için iyi2 bir1 şans1a sahip ol2duğunu düşündü1, çünkü onun3 babası3 şirket4in2 mütevelli heyeti5nde1ydi3. |
|
| I1 wrote1 a1 long2 letter for there was2 nothing2 else to do3 . Ay rout ı long letı fo_ deı vaz nating els tu du_ . Ben1 uzun2 bir1 mektup yazdım1, zira yapacak3 başka hiçbir şey2 yok2. |
"So"
| It was raining1, so we1 did2n't go out2. İt vaz reyning , sou vi_ did ınt gou aut . Yağmur yağıyordu1, bu yüzden biz1 dışarı çık2madık2. |
Bir özet veya geçişi belirtmek için, virgülle birlikte cümle başına gelebilir.
| So, the judge1 peremptorily removed the child2 from1 the custody3 of2 his parents4 . Sou, dı cac pıremtırıli_ rimu_vd dı çayld from dı kastıdi_ ov hiz peırınts . Bu nedenle, hâkim1 kesin olarak çocu2ğu onun ana babası4nın2 himayesi3nden1 çıkardı. |
Yan Bağlaçlar
Yan Bağlaç, bir
yan cümleciğin başında yer alır ve yan cümlecikle cümlenin geri kalanı arasında bağlantı kurar.
| He1 took to1 the stage1 as though he had been preparing2 for this1 moment2 all2 his2 life3. Hi_ tu_k tu dı steyc ez dou hi_ hed bi_n pripeıing fo_ dis moumınt o_l hiz layf . O1 onun2 hayatı3nın tümü2 bu1 an2 için hazırlanmakta2ymış gibi sahne1ye başladı1. |
|
| Because he loved1 acting1, he refused2 to give up2 his dream3 of1 being4 in2 the movies5 . Biko_s hi_ lavd ekting , hi_ rifyu_zd tu giv ap hiz dri_m ov bi_ing in dı mu_vi_s . O oyunculu1ğu sev1diği için, o onun sinema5da2 olma4(sının1) hayali3nden vazgeçme2yi reddetti2. |
|
| Unless we1 act1 now, all2 are lost2. Anles vi_ ekt nau, o_l a_ lost . Biz1 şimdi hareket et1mezsek, her şey2 kaybedilir2. |
Sık Kullanılan Yan Bağlaçlar after | as if | because | even though | in order that | rather than | than | till | when | whereas |
although | as long as | before | if | now that | since | that | unless | whenever | wherever |
as | as though | even if | if only | once | so that | though | until | where | while |
Bazı bağlaçlar — "after","before","since" vb. — cümledeki yapıya göre, edat olarak da kullanılmaktadır."That" Yan Bağlacının Yazılmaması
| "That", bir yan cümleciği ondan önce gelen fiile bağlar ve çoğunlukla yazılmaz. | | | Ahmet knew1 (that) he was2 about to be sacked. Ahmet nyu_ hi_ vaz ıbaut tu bi_ sekt . Ahmet onun2 kovulmak üzere ol2duğunu bildi1. | | I1 hope1 (that) he2 does2n't blame2 me3 . Ay houp hi_ daz ınt bleym mi_ . Ben1 o2nun2 ben3i suçla2madığını ümit ediyorum1. |
|
| | He1 definitely1 felt1 (that) his fellows had2n't2 supported2 him2. Hi_ defınıtli_ felt hiz felous hed ınt sıpo_tid him . O1 onun arkadaşlarının2 o2nu destekle2me2miş ol2duklarını1 kesinlikle1 hissetti1. |
| "That"'in yazılmaması cümle akışını kesintiye uğrattığında, virgül köprü görevini görür. | | | The problem1 is1, (that) production2 in his department3 has dropped2. Dı problım iz , prıdakşın in hiz dipa_tmınt hez dropt . Sorun1 onun bölümü3ndeki üretim2in düş2mesidir1. |
|
| | Remember1, (that) we1 did2n't1 have2 these problems1 before he2 started3 working2 here2. Rimembı , vi_ did ınt hev di_z problıms bifo_ hi_ sta_tıd vö_king hiı . O2nun3 burada2 çalışma2ya başla3masından önce biz1im2 bu sorunlar1a sahip ol2ma1dığımızı hatırla1. |
| "That"'in yazılmasının gerekli olduğu durumlar: Fiil ile yan cümlecik arasında bir zaman elemanı olduğunda. | | | The boss1 said1 yesterday that production2 in this1 department3 was2 down fifty2 percent4. Dı bos sed yestıdey det prıdakşın in dis dipa_tmınt vaz daun fifti_ pısent . Patron1 dün bu1 bölüm3deki üretim2in2 yüzde4 elli2 aşağıda ol2duğunu söyledi1. |
| Yan cümleciğin fiili öznesinden uzaktaysa. |
| | Our1 annual2 report1 revealed that some3 losses2 sustained4 by1 this5 department3 in2 the third6 quarter4 of3 last7 year5 were worse8 than previously thought9. Auı enyu_ıl ripo_t rivi_ld det sam loses sısteynd bay dis dipa_tmınt in dı tö_d kvo_tı ov la_st yiı vö_ vö_s den pri_vi_ısli_ to_t . Bizim1 yıllık2 rapor1 geçen7 yıl5ın3 üçüncü6 çeyreği4nde2 bu5 bölüm3 tarafından1 sürdürülmüş4 bazı3 kayıplar2ın önceden düşünülen9den daha kötü8 olduğunu gösterdi. |
| Kimin söylediği veya ne yaptığı sorularına açıklık getirmek için ikinci bir "that" kullanıldığında. | | | The boss1 said1 that1 Ahmet's1 department2 was slacking off2 and that2 production3 dropped3 precipitously in2 the fourth quarter4. Dı bos sed det Ahmet'z dipa_tmınt vaz sleking of end det prıdakşın dropt prisipitısli_ in dı fo_t kvo_tı . Patron1 Ahmet'in1 bölümü2nün yavaş yavaş gevşe2diği1ni1 ve üretim3in3 baş aşağı olarak dördüncü çeyrek4te2 düş3tüğü2nü söyledi1. |
| | İkinci "that" kullanılmazsa; üretim düşüşünü patron söylememiş olur ve sebebi Ahmet olmaz. |
| | Patron1 Ahmet'in1 bölümü2nün yavaş yavaş gevşe2diği1ni söyledi1 ve üretim3 baş aşağı olarak dördüncü çeyrek4te2 düştü3. |
Bağlantılı Bağlaçlar
Bağlantılı Bağlaçlar, diğer bir kelime ile birlikte daima çift olarak kullanılan bağlaçlardır.
| The party was not only noisy1 but also very2 crowded3. Dı pa_ti_ vaz not ounli_ noyzi_ bat o_lsou veri_ kraudid . Parti sadece gürültülü1 değil aynı zamanda çok2 kalabalık3 idi. | | Neither Ayşe nor Meltem were at the party . Naydı Ayşe no_ Meltem vö_ et dı pa_ti_. Ne Ayşe ne de Meltem partideydi. |
|
| Whether you1 win1 this1 race1 or lose2 it does3n't matter3 as long as you do4 your2 best2. Vedı yu_ vin dis reys o_ lu_z it daz ınt metı ez long ez yu_ du_ yo_ best . Sen1 bu1 yarış1ı kazan1san da kaybet2sen de sen senin2 en iyisi2ni yap4man koşuluyla önemli3 değildir3. |
Bağlantılı bağlaç, paralel hallerde bazı sorunlar çıkarabilir. Bu problemler ve çözümleri için
bakınız.
Sık Kullanılan Bağlantılı Bağlaçlar both ... and | not only ... but also | not ... but | either ... or | neither ... nor | whether ... or | as ... as |
Bağlaç Zarfları
Bağlaç Zarfları — "
however","
moreover","
nevertheless","
consequently","
as a result" vb. — fikirler arasında karmaşık ilişkiler yaratmak için kullanılır.
Daha fazla bilgi için,
Tutarlılık: Fikirler Arasında Geçiş'e bakınız.
2020 Tamer Karagülle ©. Bu blogtaki içerikler Tamer Karagülle tarafından oluşturulmaktadır.