Özneler
Cümle Özneleri
(Sentence Subjects)
Cümledeki fiili
kimin veya
neyin yaptığının veya yapıldığının cevabı, cümlenin öznesidir.
| The computers in the library must be replaced. Dı kımpyu_tıs in dı laybıri_ mast bi_ ripleyst. Kütüphanedeki bilgisayarlar değiştirilmeli.(Ne değiştirilmeli?) |
Cümlenin niteleyenleri alınmış öznesine
yalın özne denir.
| The really important1 issue of1 the conference1, stripped2 of2 all3 other4 considerations2, is the morality3 of3 the nation4. Dı ri_ıli_ impo_tınt işu_ ov dı konfrıns , stript ov o_l adı kınsidıreyşıns , iz dı mıreliti_ ov dı neyşın . Konferans1ın1 gerçekten önemli1 meselesi, bütün3 diğer4 düşünceler2den2 çıkarılıp alınmış2, ulus4un3 ahlakı3dır. |
Yalın özne, birden fazla kelime ve hatta bütün bir cümlecik olabilir.
| What1 he2 had already forgotten about computer1 repair2 could fill whole volumes . Vot hi_ hed o_lredi_ fıgotın ıbaut kımpyu_tı ripeı kud fil houl volyu_ms. O2nun bilgisayar1 tamiri2 hakkında zaten unutmuş olduğu şeyler1 bütün ciltleri doldurabilirdi. |
Fiili
emir kipinde olan cümlelerde, "
you"(sen/siz)
malum öznedir ve yazılmaz.
| (You) Step1 lively there1 or I1 'll leave2 you2 behind2 ! Step livli_ deı o_ Ay 'l li_v yu_ bihaynd ! Oraya1 canlı adım at1 yoksa ben1 sen2i2 arkada2 bırakacağım2! | | Before assembling1 the swing2, (you) read these instructions3 carefully. Bifo_ ısembling dı sving , ri_d di_z instrakşıns keıfıli_ . Salınca2ğı monte etme1den önce, bu talimatlar3ı dikkatle okuyun. |
Öznenin Fiilden Sonra Gelmesi
Özneden sonra fiilin gelmesi(normal durum), şu durumlarda tersine döner:
| Sorularda | | | | Atfeden bir konuşmada (ara sıra, ancak isteğe bağlı) | | Have you eaten yet? Hev yu_ i_tın yet? Sen daha yemek yemedin mi? | | Are you ready? A_ yu_ redi_? Sen hazır mısın? | | "Help me !" cried Farmer Süleyman. "Help mi_!" krayd Fa_mı Süleyman. "Bana yardım edin!"diye bağırdı Çiftçi Süleyman. |
| Anlamsız sözcük yapılarında | | There were four1 basic2 causes of the Civil War. Deı vö_ fo_ beysik ko_z s ov dı Sivıl Vo_. İç Savaş'ın dört1 temel2 sebebi vardı. | | Here is the book. Hiı iz dı buk . İşte kitap(tır). |
| Belli bir kelime veya öbeğe odaklanma veya önem verme durumunda | | Even1 more2 important1 is the chapter dealing2 with ordnance. İ_vın mo_ impo_tınt iz dı çeptı di_ıling vid o_dnıns . Hatta1 daha2 önemli1, askerî gereçle ilgili olan2 bölümdür. |
| Bazı cümlelerde; bir zarf, zarf öbeği veya cümlecikle başladığında | | Seldom has so much been owed by1 so many1 to2 so few2 . Seldım hez sou maç bi_n oud bay sou meni_ tu sou fyu_ . Nadiren bu kadar çok kişi1 tarafından1 bu kadar az2a2 bu kadar çok şey borçlandırıldı. |
| Bazı olumsuz yapılarda | | Bazen "so"'dan sonra | | I1 do1n't believe1 a1 word she2 says2, nor does my2 sister. Ay do unt bili_v ı vö_d şi_ seys , no_ daz may sistı . Ben1 o2nun söyle2diği bir1 kelimeye inan1mam1, ne de benim2 kız kardeşim. | | I1 believe her2; so does my sister. Ay bili_v hö_ ; sou daz may sistı . Ben1 o2na inanırım, benim kız kardeşim de. |
2020 Tamer Karagülle ©. Bu blogtaki içerikler Tamer Karagülle tarafından oluşturulmaktadır.