İngilizce öğrenmenin renkli ve kolay yolu

Fiiler ve Fiilden TüremişlerkolayIngilizce

Fiiler ve Fiilden Türemişler
(Verbs and Verbals)



Ulaçlar  || Mastarlar        || Düzensiz Fiiller || Eşitleme Fiilleri   || Kip               || Yardımcı Fiiller
Ortaçlar || Deyimsel Fiiller || Ettirgen Fiiller || İki Nesneli Fiiller || Zamanların Sırası || Zamanlar

Ayrıca
Yardımcı Fiiler
Edilgen Çatı
Sürekli, Statik ve Dinamik Fiiller
Koşullu Fiil Türleri
"To Be" Fiili
bakınız.

Tanım

Fiiler, cümlede varlık veya hareket fikrini taşır.
EN I  am a student  . 
telafuz Ay em ı styu_dınt. 
TR Ben bir öğrenciyim. 
 The students1   passed all1 their2 courses2.
 Dı  styu_dınts  pa_st  o_l  deı    ko_sıs  .
 Öğrenciler1 onların2 tüm1 kurslar2ından geçtiler.

Cümlede anlamı tamamlamak için nesneye ihtiyaç duyan fiiller, geçişli fiillerdir.
EN She gave_________?
telafuz Şi_ geyv_________?
TR O _________ verdi.(neyi verdi?)
 She gave money to Ahmet.
 Şi_ geyv mani_ tu Ahmet.
 O Ahmet'e para verdi.

Geçişsiz fiiler'in nesneye ihtiyacı yoktur. Bir fiil, hem geçişli hem de geçişsiz olabilir.
EN The building collapsed. 
telafuz Dı  bilding  kılepst  . 
TR Yapı çöktü. 
 The monster1 collapsed the building by1  sitting2 on2 it.
 Dı  monstı   kılepst   dı  bilding  bay  siting   on  it.
 Canavar1 yapı onun üstüne2 oturması yoluyla1 çoktürdü.

"cause" ve "give" gibi fiiler (dolaylı ve dolaysız nesneli fiil), hem dolaylı hem de dolaysız nesneyi aynı anda alabilir.
EN That1 horrid2 music   gave me  a3 headache.
telafuz Det   horid   myu_zik geyv mi_ ı  hedeyk  .
TR Şu1 korkunç2 müzik bana bir3 baş ağrısı verdi.
Dolaylı ve dolaysız nesneli fiil,
iki nesneli fiil'den farklıdır.

Fiiler ayrıca sonlu ve sonsuz olarak da sınıflandırılabilir. Sonlu fiil, cümledeki ana fiildir.
EN The truck1 demolished the restaurant2.
telafuz Dı  trak   dimolişt   dı  restırınt  .
TR Kamyon1 lokanta2yı yıktı.
 The leaves were yellow1 and sickly2.
 Dı  li_f   vö_  yelou   end sikli_ .
 Yapraklar sarı1 ve hastalıklı2 idi.

Sonsuz fiil'lerin kendisi ana fiil olamaz. Fiilden Türemişler de denen bu grupta; fiilerin mastar, ulaç ve ortaç şekilleri vardır.
EN The broken  window
telafuz Dı  broukın vindou
TR Kırılmış pencere
 The wheezing gentleman
 Dı  vi_zing  centılmın
 Hırıltıyla soluyan beyefendi

Dört Fiil Hali

 Fiil ismi   Yalın Hal 
 (V1) 
 Geçmiş Hal 
 (V2) 
 -En Yapılı Ortaç 
 (Ving) 
 -Mış Yapılı Ortaç 
 (V3) 
 to work   I can work. 
 I work. 
 I worked.   I am working.   I have worked. 
 to write   I can write. 
 I write. 
 I wrote.   I am writing.   I have written. 

Eşitleme Fiileri

Eşitleme Fiili, özneyle onun tümlecini birbirine bağlar. Eşitleme Fiili çoğunlukla, "to be"'nin halleri olsa da; beş duyunun fiili de ("look","sound","smell","feel","taste") olabilir.
Eşitleme fiilinin arkasından, ya bir isim tümleci ya da sıfat tümleci gelir.
EN Those people1 are all professors2.
telafuz Douz  pi_pıl  a_  o_l prıfesırs  .
TR Şu insanlar1 tümüyle profesör2dür.
 Those1 professors are brilliant2.
 Douz   prıfesırs  a_  brili_ınt .
 Şu1 profesörler pırıl pırıl2dır.
 This1 room smells bad2.
 Dis   rum  smels  bed .
 Bu1 oda kötü2 kokuyor.
 
EN  I  feel strong. 
telafuz  Ay fi_l strong. 
TR  Ben güçlü hissediyorum. 
 A1 victory  today seems unlikely2 .
 I  viktıri_ tıdey si_ms anlaykli_ .
 Bugün bir1 zafer olasısız2 görünüyor.

Ayrıca varlık/oluş durumunu yansıtan fiiller de ("appear","seem","become","grow","turn","prove","remain" vb.) birer eşitleme fiilidir. Bir özneyi, yüklem sıfatına da bağlarlar.
EN His1 face turned purple2.
telafuz Hiz  feys tö_nd  pö_pıl .
TR Onun1 yüzü mor2a döndü.
 She became older.
 Şi_ bikeym ouldı.
 O daha yaşlı oldu.
 The dogs ran wild .
 Dı  dogz ren vayld.
 Köpekler çılgınca koştu.
 
EN The milk has gone sour.
telafuz Dı  milk hez gon  sauı.
TR Süt ekşi oldu.
 The crowd grew ugly .
 Dı  kraud grev agli_.
 Kalabalık tehditkâr büyüdü.

Etken ve Edilgen Çatı

Çatı'ya bakınız.

Kip

Bir fiilin üç tür kipi vardır. Haber kipi, bir ifade vermek veya soru sormak için kullanılır. Cümlelerde kullanılan çoğu fiil bu türdedir.
Emir kipi, buyurgan hissettiğimizde ve bir yönerge, güçlü tavsiye veya emir vermek istediğimizde kullanılır.
Gizli özne "you"(sen/siz)'dir. Tek istisna, biz olarak, "let us" kalıbı iledir.
EN Get your1 homework1 done2 before you watch television2 tonight.
telafuz Get yo_   houmvö_k  dan   bifo_  yu_ voç   telıvijın   tınayt .
TR Sen Bu gece televizyon2 setretmeden önce senin1 ev ödevi1ni bitmiş2 hale getir.
 Get out of town!
 Get aut ov taun!
 Kasaba terk et!
 
EN Please include cash1 payment2 with your order3 form4.
telafuz Pli_z  inklu_d keş   peymınt  vid  yo_  o_dı   fo_m .
TR Lütfen sizin sipariş3 kâğıdınız4ın yanında nakit para1 ödemesi2ni dahil ediniz.
 Let's work on these things together.
 Let's vö_k on di_z  tingz  tıgedı  .
 Bu şeyler üzerinde birlikte çalışalım.

Dilek-Şart Kipi, aşağıdakileri yapan bağlı cümleciklerde kullanılır.
"That" ile başlayıp, bir istek, ihtiyaç, rica veya öneri belirtmek. Bir dilek belirtmek.
EN She wishes her boyfriend were here. 
telafuz Şi_ vişz   hö_ boyfrend  vö_  hiı . 
TR O onun erkek arkadaşı keşke burada olsaydı diye diliyor. 
 I1  requested that he2  be present at the hearing.
 Ay  rikvestid det  hi_  bi prizent et dı  hiıing .
 Ben1 o2ndan işitme alanında mevcut olmasını rica ettim.

"If" ile başlayıp, var olmayan ve gerçek dışı bir durumu belirtmek. "As if" veya "as though" ile başlayıp,
spekülasyon veya gerçek dışı bir durumu belirtmek.
EN If Avni were swifter1, he 'd be a2 better3 player.
telafuz İf Avni vö_  sviftı  , hi_'d bi ı  betı    pleyı .
TR Eğer Avni daha çabuk1 olsaydı, o daha iyi3 bir2 oyuncu olurdu.
 He  acted as if he  were guilty. 
 Hi_ ektid ez if hi_ vö_  gilti_. 
 O suçluymuş gibi davrandı. 
 
EN We  would have passed if we  had studied harder.
telafuz Vi_ vud   hev  pa_st  if vi_ hed stadi_d ha_dı .
TR Eğer biz daha sıkı çalışmış olsaydık biz geçmiş olurduk.
Dilek-Şart kipiyle ilgili daha fazla bilgi için, Şartlı'ya bakınız.

Dilek-şart kipi şimdiki zamandaysa, fiilin sadece yalın halini kullanır.
EN He  demanded  that his1 students1   use  five2-centimeter2 margins3.
telafuz Hi_ dima_ndıd det  hiz  styu_dınts  yu_z fayv -sentımi_tı  ma_cins .
TR O onun1 örencileri1nden beş2 santimetre2 sayfa kenarı boşluğu3 kullanmalarını istedi.
 
EN She1 suggested that we2  be on time1 tomorrow2.
telafuz Şi_  sıcestıd  det  vi_  bi on taym  tımorou  .
TR O1 biz2im yarın2 tam vaktinde1 olmamızı önerdi.

Dilek-şart kipi geçmiş zamandaysa, haber kipindeki hallerin aynısını ("to be" hariç) kullanır.
"To be", öznenin tekil/çoğul olmasına bakmadan her zaman "were" olarak kullanılır.
EN If I  were two1 meters1  tall2, I 'd be a3 great4 basketball2  player3.
telafuz İf Ay vö_  tu_  mi_tırs  to_l , Ay'd bi ı  greyt  ba_skitbo_l  pleyı  .
TR Eğer ben iki1 metre1 boyunda2 olsaydım, ben büyük4 bir3 basketbol2 oyuncusu3 olurdum.
 He  wishes he  were a1 better2 student  .
 Hi_ vişz   hi_ vö_  ı  betı    styu_dınt.
 O keşke daha iyi2 bir1 öğrenci olsaydım diye diliyor.
 
EN If you1 were rich1, we2  wouldn't be in this2 mess.
telafuz İf yu_  vö_  riç  , vi_  vud  ınt bi in dis   mes .
TR Eğer sen1 zengin1 olsaydın, biz2 bu2 zor durum içinde olmazdık.
 If they1 were faster1, we2  could have won that2 race.
 İf dey   vö_  fa_stı , vi_  kud   hev  van det   reys.
 Eğer onlar1 daha hızlı1 olsaydı, biz2 şu2 yarışı kazanabilirdik.

Yardımcı Fiiller

Yardımcı Fiiller ve Çekimsiz Fiiller'e bakınız.

Deyimsel Fiiller

Deyimsel Fiil, bir fiil ile bir kelime (genellikle edat) veya sözcük öbeğinin birleşmesiyle oluşan, farklı anlamdaki yeni bir fiildir.

Deyimsel fiiller hem geçişsiz olabilir;
EN The children were sitting back. 
telafuz Dı  çildrın  vö_  siting  bek . 
TR Çocuklar dinleniyor idi. 
 The car1 broke down on the road2.
 Dı  ka_  brouk daun on dı  roud .
 Araba1 yol2 üzerinde arızalandı.

hem de geçişli olabilir.
EN Our boss1 called off the meeting2.
telafuz Auı bos   ko_ld  of  dı  mi_ting .
TR Bizim patron1 toplantı2yı iptal etti.
 You can look up the answer1 in the encyclopedia2   .
 Yu_ ken luk  ap dı  a_nsı   in dı  insayklıpi_di_ı .
 Sen ansiklopedi2 içinde cevab1ı bulabilirsin.

Bir fiil, farklı edat veya kelimelerle birleşip farklı anlamda deyimsel fiiller oluşturabilir. (Örneğin; "stand out", "stand up","stand in","stand off","stand by" vb.)

Fiil ile edat/kelime arasına, bazen nesne de girebilir.(Ayrılabilir Deyimsel Fiil)
EN Fill out this form.
telafuz Fil  aut dis  fo_m.
TR Bu basılı kâğıdı yazıp doldur.
 
EN Fill this form out.

Ayrılabilir/ayrılamaz ve geçişli/geçişsiz olarak sınıflandırılmış deyimsel fiillerin geniş bir listesi için, Sık Kullanılan Deyimsel Fiiller'e bakınız.

Ettirgen Fiiller

Ettirgen Fiiller, bir başka hareketin olmasına neden olmak için gerekli olan hareketi ifade eder.
EN The devil made1 me1  do2  it2.
telafuz Dı  devıl meyd  mi_  du_  it .
TR Şeytan bana1 o2nu yap2tırdı1.

Ettirgen fiillerin kısa bir listesi:
   "let","help","allow","have","require","motivate","get","make","convince","hire","assist","encourage","permit","employ","force"
Fiilden sonra ("have","make" ve "let" hariç), bir nesne (isim veya zamir) ve "to"'lu mastar fiil gelir.
EN She allows her parrot1 to perch2 on the windowsill.
telafuz Şi_ ılaus  hö_ perıt   tu pö_ç   on dı  vindousil .
TR O onun papağanı1nın2 pencere eşiğinin üzerinde tünemesi2ne izin verir.
 She hired a carpenter to build a1 new2  birdcage.
 Şi_ hayıd ı ka_pıntı  tu bild  ı  nyu_  bö_dkeyc.
 O yeni2 bir1 kuş kafesi yapması için bir marangoz tuttu.

"Have","make" ve "let"'den sonra, bir nesne (isim veya zamir) ve "to"'suz mastar(yalın mastar) gelir.
EN Professor1 Aydın had his students   read four1 short2 novels2 in one3 week3.
telafuz Prıfesı    Aydın hed hiz styu_dıntz ri_d fo_   şo_t   novıls  in van  vi_k .
TR Profesör1 Aydın onun öğrencilerine bir3 hafta3 içinde dört1 kısa2 roman2 okuttu.
 
EN He  also   made them read five1 plays1 in one2 week2.(zorlayarak)
telafuz Hi_ o_lsou meyd dem  ri_d fayv  pleys  in van  vi_k .
TR O ayrıca onlara bir2 hafta2 içinde beş1 piyes1 okuttu.
 
EN  However, he  let them skip the final  exam .
telafuz  Hauevı , hi_ let dem  skip dı  faynıl igzem.
TR  Bununla birlikte, o onların son sınavı es geçmesine izin verdi1.

İki Nesneli Fiiller

"make","choose","judge","elect","select","name" gibi geçişli fiiller, aynı anda — edata gerek duymadan — iki nesne alabilir.
EN They judged Meltem's1 dog1 Best2 of2 Show3.("dog" dolaysız nesne; "Best of Show" ikinci tümleç)
telafuz Dey  cacd   Meltem's  dog  Best  ov  Şou  .
TR Onlar Meltemin1 köpeği1ni Gösteri3nin2 En İyisi2 olarak değerlendirdi.
 
EN The faculty1  elected Zeynep the new1  Academic2 Dean2.
telafuz Dı  fekılti_  ilektıd Zeynep dı  nyu_  Ekıdemik  Di_n .
TR Fakülte1 Zeynep'i yeni1 Akademik2 Dekan2 olarak oylayarak seçti.
 They named their son Kemal. 
 Dey  neymd deı   san Kemal. 
 Onlar onların oğluna Kemal adını verdi. 

Zamanlar

Fiilerin sonuna yapılan değişikliklerle, üç tür çekilmiş hal oluşur.

Şimdiki zaman; şimdi, şu an mevcut veya olan şeyi gösterir. Geçmiş zaman; geçmişte olmuş şeyi gösterir.
EN She is a student  . 
telafuz Şi_ iz ı styu_dınt. 
TR O bir öğrencidir. 
 She drives a1 new2  car.
 Şi_ drayvs ı  nyu_  ka_.
 O yeni2 bir1 arabayı sürüyor.
 She was a student  . 
 Şi_ vaz ı styu_dınt. 
 O bir öğrenciydi. 
 She drove a1 new2  car.
 Şi_ drouv ı  nyu_  ka_.
 O yeni2 bir1 arabayı sürdü.

Mış'lı geçmiş zaman; yardımcı fiil ile birlikte, diğer hareketten önce geçmişte olmuş şeyi gösterir.
EN She has been a student  . 
telafuz Şi_ hez bi_n ı styu_dınt. 
TR O bir öğrenci olmuştu. 
 She had driven a1 new2  car.
 Şi_ hed drivın ı  nyu_  ka_.
 O yeni2 bir1 arabayı sürmüştü.

İngilizcede gelecek zaman hali, yardımcı fiillerle yapılır.
EN She will be a student  . 
telafuz Şi_ vil  bi ı styu_dınt. 
TR O bir öğrenci olacak. 
 She is going  to drive a1 new2  car.
 Şi_ iz gouing tu drayv ı  nyu_  ka_.
 O yeni2 bir1 arabayı sürecek.

Ayrıca, şimdiki zamanla da gelecek yaratılabilir.
EN The bus1 arrives later this afternoon2.
telafuz Dı  bas  ırayvs  leytı dis  a_ftınu_n .
TR Otobüs1 bu öğleden sonra2 daha geç varır.
 He  is relocating    to İzmir later next  month.
 Hi_ iz ri_loukeyting tu İzmir leytı nekst mant .
 O İzmire gelecek ay daha sonra taşınıyor.

Gelecek zamanla ilgili daha kapsamlı bilgi için, bakınız.

Zamanlar hakkında daha kapsamlı bilgi için, Zaman Rehberi'ne bakınız.

Sürekli Fiiller

Sürekli Fiil; çeşitli yardımcı fiiler ve "-ing" ekinde bir fiilden oluşmuş olup, olanı ya da mevcut bir şeyi belirtir.
EN She is driving .
telafuz Şi_ iz drayving.
TR O (taşıt) sürüyor.
 She was driving .
 Şi_ vaz drayving.
 O (taşıt) sürüyordu.
 She will be driving .
 Şi_ vil  be drayving.
 O (taşıt) sürüyor olacak.
 
EN She has been driving .
telafuz Şi_ hez bi_n drayving.
TR O (taşıt) sürmektedir.
 She had been driving .
 Şi_ hed bi_n drayving.
 O (taşıt) sürmekteydi.
 She will have been driving .
 Şi_ vil  hev  bi_n drayving.
 O (taşıt) sürmüş olacak.

Sürekli fiiller hakkında daha fazla bilgi için, bakınız.

— Bazen "to be" fiilini de içeren — statik fiiller, sürekli fiil hali oluşturamazlar.Statik ve dinamik fiiller arasındaki fark için bakınız.

"To be" fiiliyle ilgili daha fazla bilgi için, bakınız.

Düzensiz Fiiller

En yaygın kullanılan Düzensiz Fiilerin listesi'ne bakınız.

Zamanların Sırası

Ana ve bağlı cümleciklerdeki fiillerin arasındaki zaman ilişkisi için, Fiil Zamanlarının Sırası'na bakınız.
EN My  brother1 had graduated1   before I  started2 college2.
telafuz May bradı    hed grecu_eytid  bifo_  Ay sta_tıd  kolic   .
TR Ben kolej2e başla2madan önce benim erkek kardeşim1 mezun olmuştu1.
 My  brother will have graduated1   before I  start2   .
 May bradı   vil  hev  grecu_eytid  bifo_  Ay sta_tıd  .
 Ben başla2madan önce benim erkek kardeşim mezun olmuş olacak1.

Fiilden Türemişler

Sonsuz fiil de denilen Fiilden Türemişler; oluş veya hareket fikrini taşıyan ama gerçek bir fiil gibi davranmayan sözcüklerdir.

Zamanların sırası, fiiller kadar fiilden türemişler için de önemlidir. Zamana bağlı olarak, fiilden türemiş halin doğru seçimi için, bakınız.

İlgili diğer kelimelerle birlikte kullanılan fiilden türemişler,Fiilden Türemiş Öbekler, için sözcük öbekleri'ne bakınız.

Ortaç: Sıfat gibi davranan bir fiil halidir.

-En yapılı ortaç, şimdiki bir durumu anlatır. -Mış yapılı ortaç, olmuş bir şeyi anlatır.
EN The running1 dog1 chased the fluttering2 moth2.
telafuz Dı  raning   dog  çeysd  dı  flatıring   mot  .
TR Koşan1 köpek1 kanat çırpan2 güve2yi kovaladı.
 The completely1  rotted tooth1 finally2  fell out of his mouth2.
 Dı  kımpli_tli_  rotid  tu_t   faynıli_  fel  aut ov hiz maut  .
 Bütünüyle1 çürümüş diş1 sonunda2 onun ağzı2ndan dışarı düştü.

-En ve -mış yapılı ortaçlar arasındaki fark için, Sıfatlar'a bakınız.

Mastar: "To" ile birlikte kullanılan yalın fiil halidir.

-Mak yapılı mastar,
şimdiki bir durumu anlatır.
-Mış yapılı mastar, fiilin zamanından
daha önceki bir zamanı anlatır.
Olumsuz mastar
EN I  like to sleep.
telafuz Ay layk tu sli_p.
TR Ben uyumayı severim.
 I  would like to have won that game.
 Ay vud   layk tu hev  van det  geym.
 Ben şu oyunu kazanmış olmayı isterdim.
 She expected  Ali not to stay.
 Şi_ ikspektid Ali not tu stey.
 O Aliden kalmamasını bekledi.

Ulaç: İsim gibi davranan ve "-ing" ile biten bir fiil halidir. Ulaçlar, sık sık diğer ilgili kelimelerle birleştirilip, ulaç öbeği oluştururlar.

EN Running1 in1 the park2 after2 dark3 can be dangerous.(Altı çizili olan ulaç öbeğidir)
telafuz Raning   in  dı  pa_k  a_ftı  da_k  ken bi deyncırıs.
TR Karanlık3tan sonra2 park2 içinde1 koşma1 tehlikeli olabilir.

Ulaç ve ulaç öbeği birer nesne olduğundan, bir nesnenin yapabildiği herşeyi yapabilirler.
EN Being1  king2 can be dangerous1 for your2 health.(özne olarak)
telafuz Bi_ing  king  ken bi deyncırıs  fo_ yo_   helt  .
TR Kral2 olma1 senin2 sağlığın için tehlikeli1 olabilir.
 He  didn't1 particularly2 like being1  king2.(fiilin nesnesi olarak)
 Hi_ didınt  pıtikıli_     layk bi_ing  king .
 O özellikle2 kral2 olması1nı sevme1di.
 
EN He  wrote a book1 about being2  king3.
telafuz Hi_ rout  ı buk   ıbaut bi_ing  king .
TR O kral3 olması2 hakkında bir kitap1 yazdı.

Ulaç ve mastarın cümledeki kullanımı ile ilgili daha fazla bilgi için, bakınız.

Mastar, Ulaç ve Zaman Sırası

Fiil olmamalarına rağmen hareket düşüncesini taşıyan mastar ve ulaçlar, yardımcı fiillerle birlikte zamanın çeşitli hallerini gösterebilirler.
 Yalın 
 Halleri 
EN We1  had planned to watch all2 the events1 of the Olympics2.
telafuz Vi_  hed plend   tu voç   o_l  dı  ivents  ov dı  Ilimpiks .
TR Biz1 Olimpiyat2 karşılaşmalar1ının hepsi2ni seytetmeyi planlamıştık.
 
EN Seeing those1 athletes1' performances2 is always  a2 great3 thrill3.
telafuz Si_ing douz   etli_ts    pıfo_mınsıs   iz o_lveyz ı  greyt  tril   .
TR Şu1 sporcular1ın başarımları2nı görmek her zaman büyük3 bir2 heyecan3dır.
 
 Geçmiş Zaman 
 Halleri 
EN The women1's volleyball2 team3 hoped to have won a gold4  medal5.
telafuz Dı  vimin s  voli_bo_l   ti_m  houpt tu hev  van ı gould  medıl .
TR Kadınlar1ın voleybol2 takımı3 bir altın4 madalya5 kazanmış olmayı umut etti.
 
EN We  were thrilled about1 their having been in2 contention1 in3 the world2 championships3 before.
telafuz Vi_ vö_  trild    ıbaut  deı   heving bi_n in  kıntenşın   in  dı  vö_ld  çempi_ınşips   bifo_ .
TR Biz önceden dünya2 şampiyonaları3nda3 mücadele1 içinde2 onların olmuş olmaları üzerine1 heyecanlandık.
 
 Edilgen 
 Halleri 
EN To be chosen as1 an1 olympian1  must be the biggest2 thrill2 in2 any3  athlete3's3 life4.
telafuz Tu bi çouzın ez  ın  ılimpi_ın  mast bi dı  bigıst   tril    in  eni_  etli_t   s  layf .
TR Bir1 olimpiyat sporcusu1 olarak1 seçilmek herhangi bir3 sporcu3nun3 hayatı4nda2 en büyük2 heyecan2 olmalı.
 
EN Being  chosen, however1, is probably2  not3 enough.
telafuz Bi_ing çouzın, hauevı  , iz probıbli_  not  inaf  .
TR Seçilme, bununla birlikte1, büyük olasılıkla2 yeterli değil3dir.
 
 Geçmiş Zaman 
 Edilgen Halleri 
EN The women1 did not1 seem satisfied simply2  to have been selected as players2.
telafuz Dı  vimin  did not  si_m setisfayd simpli_  tu hev  bi_n silektid ez pleyı_s .
TR Kadınlar1 sadece2 oyuncular2 olarak seçilmiş olmakla tatminkâr görünme1diler.
 
EN Having been honored by1  this way1, they1 went out1 and earned2 it2 by2  winning2 the gold3 .
telafuz Heving bi_n onırd   bay1 dis  vey , dey   vent aut  end ö_nd    it  bay  vining   dı  gould .
TR Bu yol1la1 onurlandırılmış olan onlar1 dışarı çıktılar1 ve altın3 kazanmaları2 ile2 o2nu hak ettiler2.
 
 Geçmiş Zaman 
 Sürekli Mastar 
 Halleri 
EN To have been competing  at1 that1 level1, at2 their2 age2 already1 , was quite2 an3 accomplishment3.
telafuz Tu hev  bi_n kımpi_ting et  det   levıl , et  deı    eyc  o_lredi_ , vaz kvayt  ın  ıkamplişmınt   .
TR Şimdiden1 onların2 yaşı2nda2 o1 seviye1de1 yarışmakta olmak, tamamen2 bir3 başarı3ydı.

Gerçek ve Muhtemel Anlamlar

Mastar ve ulaç çoğunlukla aynı anlamda olsa da;
EN Running1 in1 the park2 after2 dark3 can be dangerous.
telafuz Raning   in  dı  pa_k  a_ftı  da_k  ken bi deyncırıs.
TR Karanlık3tan sonra2 park2 içinde1 koşma1 tehlikeli olabilir.
 To run1 in1 the park2 after2 dark3 can be dangerous.
 Tu ran  in  dı  pa_k  a_ftı  da_k  ken bi deyncırıs.
 Karanlık3tan sonra2 park2 içinde1 koşmak1 tehlikeli olabilir.

gerçek, yapılmış bir hareketi ifade eden ulaç ile; muhtemel, varsayıma dayanan veya gelecekteki olayları ifade eden mastar arasında fark vardır.
Bu özellikle, duygu fiilerinde, tamamlama/tamamlamama fiillerinde ve hatırlama fiillerinde kendini gösterir.
 DUYGU   Gerçek Olay  EN I  hated  practicing my1  violin1  while the other2 kids2 were playing outside.
telafuz Ay heytid prektising may  vayılin  vayl  dı  adı    kids  vö_  pleying autsayd.
TR Diğer2 çocuklar2 dışarıda oynuyorken ben benim1 kemanım1 ile antrenman yapmamdan nefret ettim.
 
 Muhtemel 
 Olay 
EN I  prefer to work during the day.
telafuz Ay prifö_ tu vö_k duıing dı  dey.
TR Ben gün boyunca çalışmayı tercih ederim.
 
 TAMAMLAMA 
 TAMAMLAMAMA 
 Gerçek Olay  EN We  began working on this1 project1 two2 years2 ago . We  finished working yesterday.
telafuz Vi_ bigen vö_king on dis   procekt  tu_  yi_rs  ıgou. Vi_ finişt   vö_king yestıdey .
TR Biz iki2 yıl2 önce bu1 tasarı1 üzerinde çalışmamıza başladık. Biz dün çalışmamızı bitirdik.
 
 Muhtemel 
 Olay 
EN We  >will continue  to work on1 this1 project1 for2 the next2  four3 months2.
telafuz Vi_ vil  kıntinyu_ tu vö_k on  dis   procekt  fo_  dı  nekst  fo_   mants  .
TR Biz gelecek2 dört3 ay2 süresince2 bu1 tasarı1 üzerinde1 çalışmaya devam edeceğiz.
 
 HATIRLAMA   Gerçek Olay  EN Fatoş forgot doing  her homework.(ev ödevini yaptı ama yaptığını unuttu)
telafuz Fatoş fo_got du_ing hö_ houmvö_k.
TR Fatoş (onun) ev ödevini yapmasını unuttu.
 
 Muhtemel 
 Olay 
EN Fatoş forgot to do  her homework.(ev ödevini yapmadı, çünkü onu yapmayı hatırlamadı)
telafuz Fatoş fo_got tu du_ hö_ houmvö_k.
TR Fatoş (onun) ev ödevini yapmayı unuttu.

Ulaç ve mastarların çeşitli isim fonksiyonları için, bakınız.
2020 Tamer Karagülle ©. Bu blogtaki içerikler Tamer Karagülle tarafından oluşturulmaktadır.

Bu Blogda Ara

Blogger tarafından desteklenmektedir.