İngilizce öğrenmenin renkli ve kolay yolu

Yüklemler, Nesneler, TümleçlerkolayIngilizce

Yüklemler, Nesneler, Tümleçler
(Predicates, Objects, Complements)



Yüklemler

Özne, cümlenin yapanını adlandırır; yüklem ise işin gerisini yapar.

Yalın yüklem, sadece bir fiil, fiil dizisi veya bileşik fiilden oluşur.
EN The glacier melted. 
telafuz Dı  glesi_ı meltid. 
TR Buzul eridi. 
 The glacier has been melting. 
 Dı  glesi_ı hez bi_n melting. 
 Buzul erimektedir. 
 The glacier1 melted1, broke apart2, and slipped3 into  the sea2.
 Dı  glesi_ı  meltid , brouk ıpa_t , end slipt    intu_ dı  si_ .
 Buzul1 eridi1, parçalandı2, ve deniz2in içine kaydı3.

Birleşik yüklem, iki veya daha fazla yalın yüklemin birleşmesiyle oluşur.
EN The glacier1 began1 to slip2 down1 the mountainside3 and eventually  crushed2 some of2 the village4's3 outlying  buildings5.
telafuz Dı  glesi_ı  bigen  tu slip  daun  dı  mauntinsayd   end ivençu_ıli_ kraşt    sam  ov  dı  vilic 'z    autlaying bildings  .
TR Buzul1 dağ yamacı3ndan aşağı1ya kayma2ya başladı1 ve köy4ün3 uzakta bulunan yapıları5nın2 bazıları2 neticede ezdi2.

Tam yüklem; fiil, eşlik eden tüm niteleyenler ve anlamı tamamlayan veya geçişli fiilin hareketini alan diğer kelimelerden oluşur.

Geçişsiz fiil, nesneler ve tümleçlerle Eşitleme fiiliyle (özne, özne tümlecine bağlanır)
EN The glacier is melting.
telafuz Dı  glesi_ı iz melting.
TR Buzul eriyor.
 The mayor doesn't feel good.
 Dı  meyı  daz ınt fi_l gud .
 Belediye başkanı iyi hissetmiyor.

Geçişli fiil, nesneler ve nesne tümleçleriyle
EN The slow moving  glacier >wiped out an1 entire2 forest.
telafuz Dı  slou mu_ving glesi_ı vaypt aut ın  intayı  fo_ıst.
TR Yavaş hareket eden buzul bütün2 bir1 ormanı yok etti.
 It gave the villagers1 a lot of problems2.
 İt geyv dı  vilicıs    ı lot ov problıms .
 O köylüler1e bir sürü sorunlar2 verdi.

Yüklem sıfatı, bir eşitleme fiilini takip eder ve özne hakkında bir şey söyler.
EN Meltem is beautiful. 
telafuz Meltem iz byu_tifıl. 
TR Meltem güzeldir. 
 His behavior  has been outrageous. 
 Hiz biheyvi_ı hez bi_n autreycıs . 
 Onun davranışı çirkin oldu. 
 That garbage1 on the street2 smells bad.
 Det  ga_bic   on dı  stri_t  smels  bed.
 Sokak2taki şu çöp1 kötü kokuyor.

Yüklem öznesi, bir eşitleme fiilini takip eder ve öznenin ne olduğunu söyler.
EN Dr.   Recep is acting president of the university   .
telafuz Doktı Recep iz ekting prezidınt ov dı  yu_nıvö_siti_.
TR Doktor Recep üniversitenin rektörü gibi davranıyor.
 She used  to be  the tallest girl on the team.
 Şi_ yu_zd tu bi_ dı  to_lıst gö_l on dı  ti_m.
 O geçmişte takımdaki en uzun boylu kız idi.

Dolaysız ve Dolaylı Nesneler

Dolaysız nesne, cümle içindeki hareketin alıcısıdır. Dolaysız nesne ile nesne tümleci birbirinden farklıdır.
EN He  hit the ball.
telafuz Hi_ hit dı  bo_l.
TR O topa vurdu.
 They named their daughter Hatice.
 Dey  neymd deı   do_tı    Hatice.
 Onlar onların kız çocuğuna Hatice adını verdiler.
(Nesne tümleci olan Hatice, dolaysız nesne olan kız çocuğunu tanımlar)

Dolaylı nesne, fiildeki hareketin neye, kime veya ne için, kim için olduğu sorularını tanımlayan nesnedir.
Dolaylı ve dolaysız nesneler; birbirinden farklı insan, yer veya şeylerdir.
EN The instructor1 gave his1 students   those2 books.
telafuz Dı  instraktı   geyv hiz  styu_dınts douz   buk s.
TR Eğitmen1 onun1 öğrencilerine şu2 kitapları verdi.
 Grandfather left Ahmet and Ayşe all his money. 
 Grenfa_dı   left Ahmet end Ayşe o_l hiz mani_. 
 Büyük baba onun parasının tümü Ahmet ve Ayşe'ye bıraktı. 
 
EN Eda sold  me  her boat.
telafuz Eda sould mi_ hö_ bout.
TR Eda onun kayığı bana sattı.
Altı çizili olanlar dolaysız nesne;
koyu olanlar dolaylı nesnedir.

Yukarıda dolaylı nesne olan "me" (ve diğer benzer zamirler), dolaysız nesne de olabilir.
EN Call1 me  if you have2 questions.
telafuz Ko_l  mi_ if yu_ hev   kvesçın s.
TR Eğer senin2 soruların var2sa beni ara1.

İsimler ve onlara eşlik eden niteleyenler (tanımlıklar ve sıfatlar), farklı fonksiyonlarda dolaylı veya dolaysız nesne olarak kullanıldığında şekil değiştirmezler.
EN The radio    is on the desk.
telafuz Dı  reydi_ou iz on dı  desk.
TR Radyo sıranın üstündedir.
 I  borrowed the radio   .
 Ay boroud   dı  reydi_ou.
 Ben radyoyu ödünç aldım.

Zamirler, farklı fonksiyonlarda şekil değiştirirler. Zamir halleri'ne de bakınız.
EN He  loves his grandmother.(özne olarak)
telafuz Hi_ lavs  hiz grenma_dı  .
TR O onun büyük annesini sever.
 His grandmother loves him .(nesne olarak)
 Hiz grenma_dı   lavs  him .
 Onun büyük annesi onu sever.

Tümleçler

Tümleç, bir özne, bir nesne veya bir fiilin anlamını tamamlayan, bir kelime veya sözcük öbeğidir.

Özne tümleci; bir eşitleme fiilini takip eden ve normal olarak özneyi ifade eden, bir sıfat veya isimdir.
EN A1 glacier1 is a huge2  body  of ice2.
telafuz I  glesi_ı  iz ı hyu_c  bodi_ ov ays .
TR Bir1 buzul1 buz2un çok büyük2 bir kütlesidir.
 Glacierare beautiful1 and potentially1 dangerous2 at the same time2.
 Glesi_ıa_  byu_tifıl  end pıtenşıli_   deyncırıs  et dı  seym taym .
 Buzullar güzel1 ve aynı zamanda2 imkân dahilinde1 tehlikeli2dir.
 
EN This glacier is not1 yet2 fully3 formed.("form" fiilinin sıfat gibi davranan şekli olan ortaç)
telafuz Dis  glesi_ı iz not  yet  fuli_  fo_mt .
TR Bu buzul henüz2 tamamen3 oluşmuş değil1dir.

Sıfat tümlecine yüklem sıfatı da denir. İsim tümlecine yüklem öznesi de denir. Yüklemlere bakınız.

Nesne tümleci, nitelediği veya tamamladığı bir dolaysız nesneyi takip eder. Nesne tümleci; bir isim, bir sıfat veya, isim veya sıfat gibi davranan bir kelime olabilir.
EN The Council named Tommy Vice President to keep him happy. 
telafuz Dı  Kaunsıl neymd Tomi_ Vays Prezidınt tu ki_p him hepi_. 
TR Konsey Tomi'yi onu mutlu tutmak için Başkan Yardımcısı olarak atadı. 
 The clown1 got the children2 too excited .
 Dı  klaun  got dı  çildrın   tu_ iksaytid.
 Palyaço1 çocuklar2ı çok heyecanlanmış hale getirdi.
(Nesne tümleci olan Başkan Yardımcısı ve mutlu; sırasıyla,
dolaysız nesne olan Tomi'yi ve nesne olan onu'yu tamamlar.
)
(Ortaç olan heyecanlanmış,
nesne olan çocuklar'ı tamamlar.
)

Fiil tümleci, bir fiilin dolaylı veya dolaysız nesnesidir. (Bakınız.)
EN Ayşe left Ali all her money.
telafuz Ayşe left Ali o_l hö_ mani_.
TR Ayşe Ali'ye onun parasının tümünü bıraktı.


2020 Tamer Karagülle ©. Bu blogtaki içerikler Tamer Karagülle tarafından oluşturulmaktadır.

Bu Blogda Ara

Blogger tarafından desteklenmektedir.