İngilizce öğrenmenin renkli ve kolay yolu

Tanımlıklar, Belirteçler ve Miktar BelirteçlerikolayIngilizce

Tanımlıklar, Belirteçler ve Miktar Belirteçleri
(Articles, Determiners and Quantifiers)



Tanım

Tanımlık, belirteç ve miktar belirteçleri; isimler veya isim öbeklerinden önce gelen ve onları nitelendiren küçük kelimelerdir.
EN the teacher
telafuz   ti_çı
TR öğretmen
 a college
 ı kolic
 bir kolej
 a bit of honey
 ı bit ov hani
 bir parça bal
 that person
 det  pö_sın
 şu şahıs
 
EN those people
telafuz douz  pi_pıl
TR şu insanlar
 whatever purpose
 votevı   pö_pıs
 herhangi bir amaç
 either way
 aydı   vey
 her iki yol
 your choice
 yo_  çoys
 senin seçimin

Bazen bu kelimeler, kendine özgü veya genel bir şeyi ifade eder.
EN the garage1 of my  old  house2
telafuz dı  gera_j  ov may ould haus
TR benim eski evim2in garajı1
 A horse
 I ho_s
 Bir at

Bazen de, kaç/ne kadar olduğunu belirtir.
EN lots of trees
telafuz lotz ov tri_z
TR bir sürü ağaç
 several books
 sevırıl bukz
 birkaç kitap
 a great deal of confusion
 ı greyt di_l ov kınfyu_jın
 çok fazla karışıklık

İsimden önce gelen belirteçler, şu şekilde kategori edilebilir:
tanımlıklar
(the articles)

belirtili isim tamlamaları
(possessive nouns)
belgisiz zamirler
(indefinite pronouns)

EN a, an, the
telafuz ı, ın,
TR bir, bir, -
 Ahmet's, the dentist's, my  dog's
 Ahmet, dı  dentist, may dogs
 Ahmetin, dişçinin, benim köpeğimin
 few , more, each, every, either, all, any, ...
 fyu_, mo_ , i_ç , evri , aydı  , o_l, eni, ...
 az, çok, her bir, her, her iki, bütün, herhangi bir, ...

sayılar
(numbers)
iyelik zamirleri
(possessive pronouns)
işaret zamirleri
(demonstrative pronouns)

EN one, two, ...
telafuz van, tu_, ...
TR bir, iki, ...
 his, your, their, whose, ...
 hiz, yo_ , deı  , hu_z , ...
 onun, senin, onların, kimin, ...
 this, that, these, those, such
 dis , det , di_z , douz , saç
 bu, şu, bu, şu, bu gibi

Miktar Belirteçleri

Miktar Belirteçleri, isimlerden önce gelen ve ne kadar olduğunu belirten kelimelerdir. Sayılabilir ve sayılamaz isimlere göre, doğru belirtecin seçimi için, Sayılabilir ve Sayılamaz İsimler'e bakınız.

Bu miktar belirteçleri, sayılabilir isimlerle birlikte kullanılır.
EN many trees
telafuz meni tri_z
TR birçok ağaç
 a few  fishes
 ı fyu_ fişiz
 birkaç balık
 few  students
 fyu_ sıtyu_dıntz
 az öğrenci
 
EN several universities
telafuz sevırıl yu_nivö_siti_s
TR çeşitli üniversiteler
 a couple of bottles
 ı kapıl  ov botılz
 bir kaç şişe
 none of the doors
 nan  ov dı  do_z
 kapıların hiçbiri

Bu miktar belirteçleri, sayılamaz isimlerle birlikte kullanılır.
EN not much rain
telafuz not maç  reyn
TR az yağmur
 a little water
 ı litıl  vo_tı
 biraz su
 little reading
 litıl  ri_ding
 az okuma
 a bit of advice
 ı bit ov ıdvays
 bir tavsiye
 
EN a good deal of cheese
telafuz ı gud  di_l ov çi_z
TR oldukça çok peynir
 a great deal of noise
 ı greyt di_l ov noyz
 çok miktarda gürültü
 no  sugar
 nou şugı
 şekersiz

Bu miktar belirteçleri, hem sayılabilir hem de sayılamaz isimlerle birlikte kullanılabilir.
EN all of the trees
telafuz o_l ov dı  tri_z
TR ağaçların hepsi
 some water
 sam  vo_tı
 biraz su
 most  of the students  
 moust ov dı  sıtyu_dıntz
 öğrencilerin çoğu
 enough cheese
 inaf   çi_z  
 yeterli peynir
 
EN a lack1 of experience2
telafuz ı lek  ov  ikspiıriıns
TR deneyim2 eksikliği1 
 plenty of fishes
 plenti ov fişiz  
 bol balık
 lots of sugar
 lots ov şugı 
 bir sürü şeker
 a lot of doors
 ı lot ov do_
 bir çok kapı

"a little" ile "little" arasında ve "a few" ile "few" arasında önemli bir fark vardır.
EN Ali has a little experience1 in management2.
telafuz Ali hez ı litıl  ikspiıriıns in menicmınt  .
TR Alinin yönetim2de biraz(uzman değil ama amacımız için yeterli deneyime sahip) tecrübesi1 var.
 
EN  Ali has little experience1 in management2.
telafuz  Ali hez litıl  ikspiıriıns in menicmınt  .
TR  Alinin yönetim2de az(amacımız için yetersiz) tecrübesi1 var.
 
EN Dilek owns a few  books1 on Turkish literature2.
telafuz Dilek ounz ı fyu_ bukz   on Tö_kiş  litırıçı   .
TR Dilek Türk edebiyatı2 üzerine bir kaç(çok değil ama amacımız için yeterli miktarda) kitaba1 sahip (olur).
 
EN  Dilek owns few  books1 on Turkish literature2.
telafuz  Dilek ounz fyu_ bukz   on Tö_kiş  litırıçı   .
TR  Dilek Türk edebiyatı2 üzerine az(amacımız için yetersiz miktarda) kitaba1 sahip (olur).

"of" ile birlikte kullanılmadığında; "much" miktar belirteci, sadece sorular ve olumsuz ifadeler için kullanılır.
EN Much of the snow  has already melted. 
telafuz Maç  ov dı  sınou hez o_lredi meltid. 
TR Karın çoğu zaten eridi. 
 How much1 snow  fell yesterday2?
 Hau maç   sınou fel  yestıdey  ?
 Dün2 ne kadar1 kar yağdı?
 Not much. 
 Not maç . 
 Fazla değil. 

"Most of the" miktar belirteci, kendine özgü sayılabilir ve sayılamaz bir ismi nitelediğinde, "the" ekini korur. Genel anlamdaki çoğul isimleri nitelediğinde, "of the" düşer.
EN Most  of1 the instructors1 at2 this1 college2 have a2 doctorate3.
telafuz Moust ov  dı  insıtraktız  et  dis   kolic    hev  ey doktırıt  .
TR Bu1 kolej2deki2 eğitmenler1in1 çoğu bir2 doktora diploması3na sahiptir.
 Most  of the water has evaporated .
 Moust ov dı  vo_tı hez ivepıreytıd.
 Suyun çoğu buharlaştı.
 
EN Most1 colleges1 have their own2 admissions2 policy3.
telafuz Moust kolicz    hev  deı   oun  ıdmişınz    polisi .
TR Çoğu1 kolej1 kendi2 kabul2 politikası3na sahiptir.
 Most1 students1   apply to several2 colleges2.
 Moust sıtyu_dıntz ıplay tu sevırıl  kolicz   .
 Çoğu1 öğrenci1 çeşitli2 kolejler2e başvurur.

Ön Belirteçler

Ön belirteçler, diğer belirteçlerden önce gelen ve nitelediği isme; çarpan, kesir ve şiddet anlamı ekleyen kelimelerdir.

Çarpan ön belirteci, çoğul sayılabilr veya çoğul hâli olmayan isimleri niteler.
EN This1 car1 holds  four2 times2 the passengers3 as that3 sports  car4.
telafuz dis   ka_  houldz fo_   taymz  dı  pesincız    ez det   sıpo_tz ka_ .
TR Bu1 araba1 şu3 spor araba4ya göre dört2 kat2 yolcu3 alır.
 His wife1 is making  twice  his salary2.
 Hiz vayf  iz meyking tıvays hiz selıri .
 Onun karısı1 onun maaşın2ın iki katını kazanıyor.

Kesir ön belirteci, benzer yapıdadır; ayrıca araya "of" edatını alabilir.
EN Kemal, finished1 in1 one-fourth1 [of]2 the time2 his brother3 took2.
telafuz Kemal, finişd    in  van-fo_t    [ov]   taym  hiz bıradı   tu_k .
TR Kemal, onun erkek kardeşi3nin yaptığı2 zaman2ın2 dörtte bir1 inde1 bitirdi1.
 
EN Two-fifths1 of the defendants2reported1 that half3 the witnesses4 was2 not1 here2.
telafuz Tu_-fiftz   ov dı  difendıntz ripo_tıd  det  ha_f    vitnisiz   vaz  not  hiı  .
TR Davalılar2ın beşte ikisi1, tanıklar4ın yarısı3nın burada2 ol2ma1dığını bildirdi1.

Şiddet ön belirteci, benzer yapıdadır.
EN We1 visited her1 sister1 in her2 room2. What a2 mess3!
telafuz Vi  vizitid hö_  sistı   in hö_  ru_m . vot  ı  mes  !
TR Biz1 onun1 kız kardeşi1ni onun2 odası2nda ziyaret ettik. Ne2 karışıklık3!
 
EN The ticket-holders1 made1 quite  a  fuss2 when they could2n't get in2.
telafuz  tikit-houldız   meyd  kıvayt ı  fas   ven  dey  kud   ınt get in .
TR Bilet sahipleri1 (araca) bine2medi2kleri zaman tamamen gürültü patırtı2 yaptılar1.
 
EN This room1 is1 rather a  mess2, is2n't it?
telafuz Dis  ru_m  iz  ra_dı  ı  mes  , iz ınt it?
TR Bu oda1 oldukça karışık2(tır1), değil mi2?
 
EN Our1 vacation1 was such a2 grand3  experience2 .
telafuz Auı  vıkeyşın  vaz saç  ı  gırend  ikspiıriıns .
TR Bizim1 tatilimiz1 öylesine çok görkemli3 bir2 tecrübe2 idi.

HalfBothAll"Half", "both" ve "all" belirteçleri, tekil ve çoğul sayılabilir isimlerle kullanılabilir. Ayrıca; "half" ve "all" belirteçleri, çoğul hali olmayan isimlerle de kullanılabilir.
"Of" edatı; belirteç ile kişi zamirleri arasında gerekli olup, diğer durumlarda gerekli değildir.
EN All [of] pencils
telafuz o_l [ov] pensılz
TR Kalemlerin tümü
 Both of us
 bout ov as
 Bizim her ikimiz
 
EN Half his salary
telafuz Ha_f hiz selıri
TR Onun maaşının yarısı
 All the grain
 O_l   gıreyn
 Hububatın tamamı

Tanımlıklar

Tanımlıklar "a","an","the" bir tür sıfattır.

"The":

Kendine özgü, türün tek örneği isimlerle birlikte kullanılır.
EN The moon1 circles the earth2.
telafuz  mu_n  sö_kılz   ö_t   .
TR Ay1 Dünya2nın çevresini dolaşır.

Daha önce adı geçmiş veya belirginleştirilmiş isimlerle birlikte kullanılır. Ancak, tanımlık ile isim arasında bir niteleyici varsa, tanımlık hiç değişmez.
EN I1 've  got1 an orange1 and some apples2. Who2 wants2 the orange3?
telafuz Ay 'hev got  en orinc   end sam  epılz  . hu_  vontz    orinc  ?
TR Ben1 bir portakal1 ve biraz elmaya2 sahibim1. Portakalı3 kim2 ister2?
 
EN The dogs1 in our1 street2  are very noisy2.
telafuz  dogz  in auı  sitri_t  a_  veri noyzi .
TR Bizim1 sokak2taki köpekler1 çok gürültücü2dür.
 
EN "I1'd like1 a glass1  of ice2, please1." Ali said2."I2  put3 the glass  of ice on1 the counter3 already2" Oya said.
telafuz "Ay d layk  ı gıla_s  ov ays , pıli_z ." Ali sed  ."Ay  put  dı  gıla_s ov ays on    kauntı   o_lredi " Oya sed .
TR Ali dedi ki2,"Ben1 bir bardak1 buz2 istiyorum1, lütfen1."Oya dedi ki,"Ben2 zaten2 bir bardak buzu3 tezgâh3 üzerine1 koydum3."
 
EN "I1'd like1 a big glass1  of ice2, please1." Ali said2."I2  put3 a big glass  of ice on1 the counter3 already2" Oya said.
telafuz "Ay d layk  ı big gıla_s  ov ays , pıli_z ." Ali sed  ."Ay  put  ı big gıla_s ov ays on    kauntı   o_lredi " Oya sed .
TR Ali dedi ki2,"Ben1 bir büyük bardak1 buz2 istiyorum1, lütfen1."Oya dedi ki,"Ben2 zaten2 bir büyük bardak buzu3 tezgâh3 üzerine1 koydum3."

Özel isim olan coğrafî yerlerde kullanılır. Ancak, özel ismin ana parçası, öncesinden bir isim ya da sıfat tarafından niteleniyorsa kullanılmaz.
EN The Sea1 of Japan2
telafuz dı  Si_  ov Jıpen  
TR Japon2 Denizi1
 The Sahara
 dı  Sıha_rı
 Sahra
 Turkish Republic
 Tö_kiş  Ripablik
 Türk Cumhuriyeti
 Atatürk Airport
 Atatürk Eıpo_t
 Atatürk Havalimanı

Çoğul haldeki coğrafî, aile ve takım özel isimlerinden önce kullanılır.
EN The Netherlands
telafuz dı  Nedırlındz
TR Hollanda
 The Alps
 dı  Elpz
 Alpler
 The Johnsons
 dı  Jonsınz
 Johnson Ailesi
 The Eagles
 dı  i_gılz
 Kartallar

Kamusal kurum, yararlı kuruluş ve gazete özel isimlerinden önce kullanılır.
EN the Assembly
telafuz dı  ısembli
TR Meclis
 the National Library
 dı  neşınıl  laybrıri
 Millî Kütüphane
 The Hilton
 dı  Hilton
 Hilton
 the Times
 dı  Taymz
 Times

"Of" edatından önceki isimler için de kullanılır.
EN the leader1 of the gang2
telafuz dı  li_dı   ov dı  geng 
TR Çete2nin lideri1
 the president1  of our club2
 dı  pırezidınt  ov auı kılab 
 Bizim kulüb2ün başkanı1

Sayılabilir ve sayılamaz isimler arasındaki fark için, Sayılabilir ve Sayılamaz İsimler'e bakınız.

"A" ve "An":

"A", tekil sayılabilir ve telaffuzu ünsüz harfle başlayan isimlerden önce kullanılır. "An", tekil sayılabilir ve telaffuzu ünlü harfle başlayan isimlerden önce kullanılır.
EN A cow 
telafuz I kau 
TR Bir inek 
 A barn
 I ba_n
 Bir ambar
 A horse
 I ho_s
 Bir at
 A useful  device
 I yu_sfıl divays
 Yararlı bir cihaz
 A European
 I yuırıpiın
 Bir Avrupalı
 A one-time1 hero2
 I van-taym  hiırou2
 Bir geçmiş zaman1 kahramanı2
 
EN An apple
telafuz In epıl
TR Bir elma
 An urban blight
 In ö_bın bılayt
 Kentsel bir bitki hastalığı
 An open  door
 In oupın do_
 Bir açık kapı
 An hour
 In auı
 Bir saat
 An honor
 In onı
 Bir onur
 An ugly incident
 In agli insidınt
 Çirkin bir olay

İsimlerden ilk kez bahsedildiğinde kullanılır. (Örnekler yukarıdadır.)

Kısaltmalarla kullanılan tanımlıklar için, Kısaltmalar'a bakınız.

Hiç tanımlık kullanılmayan durumlar:

Lisan, spor ve akademik konularda, tanımlık kullanılmaz.
EN He  was learning Chinese. 
telafuz Hi_ vaz lö_ning  Çayni_z. 
TR O Çince öğreniyordu. 
 The Chinese1 are hoping to get2 the next  Olympics3.
 dı  Çayni_z  a_ houping tu get  dı  nekst Ilimpikz .
 Çinliler1 bir sonraki Olimpiyatlar3'ı alma2yı ümit ediyor.
 
EN She plays football1 and basketball2 .
telafuz Şi_ pıleyzfutbo_l   end ba_skitbo_l .
TR O futbol1 ve basketbol2 oynar.
 She's taking1  economics1 and mathematics2. Her major3 is2 Religious Studies4.
 Şi_ z teyking  ekınomikz  end metimetiks2 . Hö_ meycı  iz  Rilicıs   Sıtadi_s.
 O ekonomi1 ve matematik2 (dersi) alıyor1. Onun esas dalı3 Dinî Çalışmalar4dır2.

Bir cins belirten, sayılamayan isimler ve bazen çoğul sayılabilir isimler tanımlık kullanmaz. Ancak, isimden sonra "of" edatı geliyorsa, tanımlık kullanılır. Ayrıca, tanımlık olmadan kullanılan bir cins isimden tekrar bahsedildiğinde, özel olur ve başına "the" alır.
EN  We like wine1 with our dinner2.
telafuz  Vi layk vayn  vid  auı dinı   .
TR  Biz (bizim) akşam yemeğimiz2de şarab1ı severiz.
 They adore Baroque music. 
 Dey  ıdo_  Bırok   mıyu_zik. 
 Onlar Barok müziğe tapar. 
 
EN They adore the music1    of the Baroque2.
telafuz Dey  ıdo_  dı  mıyu_zik  ov dı  Bırok .
TR Onlar Barok2(un) müziği1ne tapar. 
  We use  roses1 for many purposes2.
  Vi yu_z rouzız fo_ meni pö_pısıs .
  Biz güller1i birçok amaç2 için kullanırız.
 
EN  The Data1 Center2 installed1 computers3   in the library4  this summer5. The computers  , unfortunately1, do2n't2 work2.
telafuz  dı  Deytı Sentı   insto_ld   kımpıyu_tız  in dı  laybrıri  dis  samı   . Dı  kımpıyu_tız, anfo_çunitli ,  do unt  vö_k .
TR  Veri1 Merkezi2 bu yaz5 kütüphane4de bilgisayarlar3ı kurdu1. Bilgisayarlar, ne yazık ki1, çalış22yor2.

Sayılabilir isimler, bazı özel durumlarda tanımlık almadan kullanılır:

"Be" ve "go" fiillerinin kullanıldığı deyimsel ifadelerde.
EN He  must be in school. 
telafuz Hi_ mast bi in sıku_l. 
TR O okulda olmalı. 
 We'll go  by  train .
 Vi_l  gou bay tıreyn.
 Biz tren yoluyla gideceğiz.
 We'll take the train .
 Vi_l  teyk dı  tıreyn.
 Biz tren ile gideceğiz.

Mevsimlerde.
EN In spring1 , we would like to clean2  the house3.
telafuz İn sıpring , vi vud   layk tu kıli_n  dı  haus  .
TR Bahar1da, biz ev3i temizlemek2 istiyoruz.

Kurum ve kuruluşlarda.
EN He's in mosque1/college2/jail3/class4 .
telafuz Hi_z in mosk   /kolic   /ceyl /kıla_s .
TR O cami1dedir/ kolej2dedir/ cezaevi3ndedir/ sınıf4tadır.

Yemeklerde.
EN Breakfast was delicious.
telafuz Bırekfıst vaz dilişıs  . 
TR Kahvaltı lezizdi.
 He's preparing  dinner by  himself.
 Hi_z pıripeıing dinı   bay himself.
 O tek başına akşam yemeğini hazırlıyor.

Hastalıklarda.
EN He's dying  of pneumonia . 
telafuz Hi_z daying ov nıyu_moniı. 
TR O zatürreden ölüyor. 
 Appendicitis nearly killed him.
 Ipendisaytis niılı  kild   him.
 Apandisit neredeyse onu öldürüyordu.
 She has cancer.
 Şi_ hez kensı .
 O kanserdir.

Gün zamanında.
EN We traveled mostly  by  night. 
telafuz Vi tırevıld moustli bay nayt . 
TR Biz çoğunlukla gece boyunca yolculuk yaptık. 
 We'll be there around midnight.
 Vi_l  bi deı   ıraund midnayt .
 Biz gece yarısı civarında orada olacağız.

"This" ve "That"

Tekil sayılabilir isimler ve sayılamayan isimlerle kullanılır.
EN this dog
telafuz dis  dog
TR bu köpek
 that bottle
 det  botıl
 şu şişe
 this furniture
 dis  fö_niçı
 bu mobilya
 that coffee
 det  kofi
 şu kahve

"These" ve "Those"

Çoğul sayılabilir isimlerle kullanılır.
EN these dogs
telafuz di_z  dogz
TR bu köpekler
 those people
 douz  pi_pıl
 şu insanlar
 those beautiful  women
 douz  biyu_tifıl vumın
 şu güzel kadınlar

"Each" ve "Every"

Tekil sayılabilir isimlerle kullanılır.
EN each bottle
telafuz i_ç  botıl
TR her bir şişe
 each stick
 i_ç  sitik
 her bir sopa
 every  person
 evri   pö_sın
 her kişi
 every  war
 evri   vo_
 her savaş

"Either" ve "Neither"

Tekil sayılabilir isimlerle kullanılır.
EN Either hat is fine.
telafuz Aydı   het iz fayn.
TR Her iki şapka da iyi(dir).
 Neither pen seems to work.
 Naydı   pen si_mz tu vö_k.
 Hiç bir kalem çalışır gibi görünmüyor.

"Much"

Sayılamaz isimlerle kullanılır.
EN too much furniture
telafuz tu_ maç  fö_niçı
TR çok fazla mobilya
 much warmth
 maç  vo_mt
 fazla sıcaklık
 much wine
 maç  vayn
 çok şarap

"Enough"

Çoğul sayılabilir isimler ve sayılamayan isimlerle kullanılır.
EN There are enough bottles.
telafuz Deı   a_  inaf   botılz .
TR Yeterli şişe vardır.
 We have enough furniture.
 Vi hev  inaf   fö_niçı  .
 Biz yeterli mobilyaya sahibiz.
 An enough income
 In inaf   inkam
 Yeterli bir gelir

"Which" ve "What"

Tekil ve çoğul sayılabilir isimler ve sayılamayan isimlerle kullanılır.
EN Which bottle should I  use ?
telafuz Viç   botıl  şud    Ay yu_z?
TR Ben hangi şişeyi kullanmalıyım?
 I  haven't1 decided  which job to take yet2.
 Ay hev ınt  disaydıd viç   cob tu teyk yet .
 Ben alacağım hangi  henüz2 karar verme1dim.
 
EN What time did you get up?
telafuz Vot  taym did yu_ get ap?
TR Sen ne vakit yataktan kalktın?
What pretty shoes!
Vot  pıriti şu_z !
Ne hoş ayakkabılar!

İyelikler

Tekil ve çoğul sayılabilir isimler ve sayılamayan isimlerle kullanılır.
EN My  car
telafuz May ka_
TR Benim arabam
 Your pencils
 Yo_  pensılz
 Senin kalemlerin
 Your furniture
 Yo_  fö_niçı
 Sizin mobilyanız
 Their experience
 Deı   ikspiıriıns
 Onların tecrübesi

"Any" ve "Some"

Vurgusuz "Any" ve "Some", çoğul sayılabilir isimler ve sayılamayan isimlerle kullanılır.
EN Have you got any children? 
telafuz Hev  yu_ got eni çildrın ? 
TR Senin hiç çocuğun var mı?
 Their house1 didn't have any furniture2.
 Deı   haus   didınt hev  eni fö_niçı   .
 Onların evi1nde hiç mobilya2 yoktu.
 
EN  Buy some eggs.
telafuz  Bay sam  egz .
TR  Birkaç yumurta satın al.
 I  need some petrol1 for the car2.
 Ay ni_d sam  petrıl  fo_  ka_ .
 Ben araba2 için biraz benzin1e gereksinim duyuyorum.

Vurgulu "Any" ve "Some", tekil ve çoğul sayılabilir isimler ve sayılamayan isimlerle kullanılır.
EN Aren't1 there any new   houses here2? 
telafuz A_ nt   deı   eni nıyu_ hausız hiı  ? 
TR Burada2 hiç yeni ev yok mu? 
 I  don't want to hear1 any excuse2   !
 Ay dount vont tu hiı   eni ikskıyu_s !
 Ben hiç mazeret2 duymak1 istemiyorum!
 
EN They're looking for some woman called Zeliha. 
telafuz Dey  a_ luking  fo_ sam  vumın ko_ld  Zeliha. 
TR Onlar Zeliha diye hitap edilen bir kadın ı arıyorlar. 


Sınav Sınav 1
 (tanımlıklar)





2020 Tamer Karagülle ©. Bu blogtaki içerikler Tamer Karagülle tarafından oluşturulmaktadır.

Bu Blogda Ara

Blogger tarafından desteklenmektedir.