İngilizce öğrenmenin renkli ve kolay yolu

SıfatlarkolayIngilizce

Sıfatlar
(Adjectives)



Tanım

Sıfatlar, cümledeki kişi veya şeyleri niteleyen kelimelerdir. Tanımlıklar "a","an","the" bir tür sıfattır.
EN The tall professor 
telafuz Dı  to_l prıfesı 
TR Uzun boylu profesör 
 The lugubrious   lieutenant
 Dı  lu_gu_bıriıs leftenınt
 Kederli teğmen
 A1 solid2 company
 I  solid  kampıni
 Güvenilir2 bir1 şirket
 
EN A1 six- year-old2  child
telafuz I  siks yiı  ould  çayld
TR Altı yaşında2 bir1 çocuk
 The unhappiest1, richest2 man
 Dı  anhepiıst  , riçıst   men
 En mutsuz1, en zengin2 adam

Sıfat Cümleciği, özne ve fiili olup sıfat gibi davranan kelime grubudur.
EN My1  sister1, who1 is1 much older2 than I2  am2, is3 an3 engineer2.
telafuz May  sistı  , hu_  iz  maç  ouldı  den  Ay  em , iz  ın  enciniı  .
TR Ben2den çok daha yaşlı2 ol1an1benim1 kız kardeşim1 bir3 mühendis2tir3.

Sıfat Öbeği, öznesi ve fiili alınmış sıfat cümleciğidir.
EN He  is the man1 (who is) keeping1 his2 family2 in that3 house3.
telafuz Hi_ iz dı  men           ki_ping  hiz  femıli  in det   haus  .
TR O onun2 ailesi2ne1 şu3 ev3de bakan1 adam1dır.

Sıfatların Konumu

Cümle içinde herhangi bir yere yerleştirilebilen Zarfların aksine; sıfatlar, neredeyse tamamen nitelediği isim/isim öbeğinden hemen önce yazılır.
Bir dizi sıfat kullanımında, sıfatların sırası için aşağıya bakınız.

Belgisiz zamirleri ("something","someone","anybody" vb.) niteleyen sıfatlar, zamirlerden sonra yazılır.
EN Anyone1 capable1  of1 doing  something2 horrible2 to2 someone3 nice3 should be punished .
telafuz Enivan  keypıbıl  ov  du_ing samting    horıbıl   tu  samvan   nays  şud    bi panişd   .
TR iyi3 birisi3ne2 korkunç2 bir şey2 yapmaya1 eğilimli1 herhangi birisi1 cezalandırılmalı.
 Something wicked comes.
 Samting   vikid  kamz .
 Şeytanî bir şey geliyor.

Belli kelimeleri niteleyen belli sıfatlar, o kelimelerden sonra yazılır.
EN The president1 elect1, heir2 apparent2 to1 the John's2 fortune3, lives in3 London4 proper3.
telafuz Dı  prezidınt  ilekt ,     ıperınt   tu  dı  Jons    fo_çın  , livz  in  Landın  propı  .
TR Seçilmiş1 başkan1, Johnun2 serveti3nin1 görünürdeki2 mirasçısı2kendine özgü (olan)3 Londra4da3 yaşıyor.

A-sıfatların ("ablaze","aloof","aghast" vb.) konumu için aşağıya bakınız.

Sıfatların Derecesi

Sıfatlar, isimlerdeki nitelemenin derecesini belirtebilirler.
EN Oya is a1 rich2 woman1, but1 İpek is richer3 than2 Oya, and3 Gülbahar is the richest4 woman in town2.
telafuz Oya iz ı  riç   vumın , bat  İpek iz riçı    den   Oya, end  Gülbahar iz dı  riçıst   vumın in taun .
TR Oya zengin2 bir1 kadın1dır, fakat1 İpek Oyadan2 daha zengin3dir, ve3 Gülbahar kasaba2daki en zengin4 kadındır.
 
EN Oya is a1 happy2 woman1, but1 İpek is happier3 than2 Oya, and3 Gülbahar is the happiest4 woman in town2.
telafuz Oya iz ı  hepi   vumın , bat  İpek iz hepiı    den   Oya, end  Gülbahar iz dı  hepiıst   vumın in taun .
TR Oya mutlu2 bir1 kadın1dır, fakat1 İpek Oyadan2 daha mutlu3dur, ve3 Gülbahar kasaba2daki en mutlu4 kadındır.

"er" eki ve "than" bağlacıyla iki şey; "the" kelimesi ve "est" ekiyle üç veya daha fazla şey karşılaştırılır.
Uzun sıfatlarda, "er" eki yerine "more" kelimesi ve "est" eki yerine "most" kelimesi kullanılır.
EN Oya is a1 beautiful2  woman1, but1 İpek is more1 beautiful3  than2 Oya, and3 Gülbahar is the most2  beautiful4 woman in town2.
telafuz Oya iz ı  biyu_tifıl  vumın , bat  İpek iz mo_   biyu_tifıl  den   Oya, end  Gülbahar iz dı  moust  biyu_tifıl vumın in taun .
TR Oya güzel2 bir1 kadın1dır, fakat1 İpek Oyadan2 daha1 güzel3dir, ve3 Gülbahar kasaba2daki en2 güzel4 kadındır.

 Sıfat   Daha + Sıfat   En + Sıfat 
 hot   hotter   hottest 
 lovely   lovelier   loveliest 
 important   more important   most important 
Belirli sıfatların  dereceleri düzensizdir.
 Sıfat   Daha + Sıfat   En + Sıfat 
 good   better   best 
 bad   worse   worst 
 little   less   least 
 far   further   furthest 
 much 
 many 
 some 
 more  most










Daha derecesindeki bir sıfattan hemen önce "more" veya
En derecesindeki bir sıfattan hemen önce "most" kullanılamaz.
EN More heavier barrel
telafuz      Heviı berıl
TR Daha ağır varil
 The most quickest answer
 Dı       kıvikıst a_nsı
 En hızlı cevap

("As" - "as") yapısı, eşitliği belirten bir karşılaştırma oluşturur.
EN You1 are as tall as I2  am.
telafuz Yu_  a_  ez to_l ez Ay  em.
TR Sen1 ben2im kadar uzunsun.
 She is as clever1 as her2 mother.
 Şi_ iz ez klevı   ez hö_  madı  .
 O onun2 annesi kadar zeki1dir.

Daha veya En dereceli zarf veya sıfatlara, dereceyi arttırmak/azaltmak için ön belirteçler eşlik edebilir.
EN We were a lot more careful1 at this2 time.
telafuz Vi vö_  ı lot mo_  keıfıl   et dis   taym.
TR Biz bu2 vakitte çok daha dikkatli1 idik.
 He  works a lot less1 carefully than the other2 jeweler1 in town2.
 Hi_ vö_kz ı lot les   keıfıli   den  dı  adı    ju_ılı   in taun .
 O, kasaba2daki diğer2 kuyumcu1dan çok daha az1 dikkatle çalışıyor.
 
EN The weather1 this1 week2 has been somewhat better2.
telafuz Dı  vedı     dis   vi_k  hez bi_n samvot   betı   .
TR Bu1 hafta2 hava1 biraz daha iyi2 idi.
 He  approaches1 his1 schoolwork1 a little less2 industriously than his3 brother2 does2.
 Hi_ ıprouçz     hiz  sıku_lvö_k  ı litıl  les   indastriısli  den  hiz  bradı    daz  .
 O onun1 okul ödevi1ne1 onun3 erkek kardeşi2nin yaptığı2ndan biraz daha az2 gayretle yaklaşıyor1.

En dereceli zarf veya sıfatlardan önce "very" şiddet belirteci varsa; bir belirtece daha gerek vardır.
EN She is wearing her1 very finest2  outfit1 for the interview2.
telafuz Şi_ iz veıing  hö_  veri faynıst  autfit  fo_ dı  intıvyu_  .
TR O görüşme2 için onun1 hakikaten en güzel2 takım elbisesi1ni giyiyor.
 This1 is1 the very best wine we2 have2.
 Dis   iz  dı  veri best vayn vi  hev  .
 Bu1 biz2im sahip ol2duğumuz gerçekten en iyi şaraptır1.

Bazen Daha veya en dereceli şekiller, sadece bir belirteç ile birlikte kullanılır ve cümleden, nitelenen şey anlaşılabilir.
EN Of1 all1 the wines produced1 in2 Tekirdağ, I2  like this2 one3 the most .
telafuz Ov  o_l  dı  vaynz prıdyu_s  in  Tekirdağ, Ay  layk dis   van  dı  moust.
TR Tekirdağda2 üretilen1 bütün1 şaraplardan1 en çok bu2 bir tanesi3ni seviyorum.
 The quicker you finish this project, the better.
 Dı  kıvikı  yu_ finiş  dis  procekt, dı  betı  .
 Bu projeyi ne kadar(daha) çabuk bitirirsen, o kadar(daha) iyi.
 
EN Of the two brothers, he  is by far1  the faster2.
telafuz Ov dı  tu_ bradız  , hi_ iz bay fa_  dı  fa_stı .
TR İki erkek kardeşten, o kat kat1 daha hızlı2dır.

Bir Dizi Sıfatta Sıralama

Tablodaki sınıflar:
Belirteç — Belirteçler'e bakınız.
Gözlem — "real","perfect","interesting" vb.
Ölçü ve Şekil — "wealthy","large","round" vb.
Yaş — "new","ancient" vb.
Renk — "white","pale" vb.
Kaynak — "Turk","Canadian" vb.
Malzeme — "woolen","metallic" vb.
Niteleyen — "rocking (chair)","passenger (car)""book (cover)" vb.

Sıfatların Sırası
 Belirteç   Gözlem   Fiziksel Tanım   Kaynak   Malzeme   Niteleyen   İsim 
 Ölçü  Şekil  Yaş  Renk 
 a  beautiful  old  Italian  touring  car 
 an  expensive  antique  silver  mirror 
 four  gorgeous  long-stemmed  red  silk  roses 
 her  short  black  hair 
 our  big  old  English  sheepdog 
 those  square  wooden  hat  boxes 
 that  dilapidated  little  hunting  cabin 
 several  enormous  young  American  basketball  players 
 some  delicious  Thai  food 

Aynı sınıftan olan ardışık sıfatların (eşgüdümlü sıfatlar) arasına virgül(,) konur; arada bağlaç ("and","but" vb.) varsa virgül konmaz.
Üç veya daha fazla eşgüdümlü sıfat arasına daima virgül konur.
EN The inexpensive1, comfortable2 shoes
telafuz Dı  inikspensiv , kamftıbıl    şu_z
TR Ucuz1, rahat2 ayakkabılar
 The inexpensive1 but comfortable2 shoes
 Dı  inikspensiv  bat kamftıbıl    şu_z
 Ucuz1 ama rahat2 ayakkabılar
 A1 popular2, respected3, and good-looking4 student
 I  popyulı , rispektıd , end gud-luking    sıtyu_dınt
 Gözde2, saygın3, ve yakışıklı4 bir1 öğrenci

'Eşgüdümlü sıfatlarda virgül' konusunda daha fazla bilgi için, Virgüller'e bakınız.

Topluluk Sıfatları

"The", sınıf veya insan grubunu tanımlayan bir sıfatla kullanıldığında oluşan sıfat öbeği, bir isim olarak davranabilir.
EN The poor
telafuz Dı  puı
TR Fakirler
 The rich
 Dı  riç
 Zenginler
 The oppressed
 Dı  ıprest
 Bunalanlar
 The homeless
 Dı  houmlıs
 Evsizler
 The lonely
 Dı  lounli
 Yalnızlar
 The gathered
 Dı  gedırd
 Toplananlar

Topluluk Adı, genelde tekil olur. Fakat, topluluk sıfatı daima çoğuldur ve çoğul fiili alır.
EN The rural1  poor have been ignored by  the media1 .
telafuz Dı  ruırıl  puı  hev  bi_n igno_d  bay dı  mi_diı .
TR Kırsal1 fakirler medya1 tarafından görmezlikten gelindi.
 The elderly are beginning to demand1  their rights2.
 Dı_ eldıli  a_  bigining  tu dima_nd  deı   raytz  .
 Yaşlılar onların haklar2ını talep etme1ye başlıyorlar.

Sıfatla İlgili Diğer Konular

Kelimelerin birleşmesiyle meydana gelen yeni oluşumlar için, Bileşik İsimler ve Niteleyiciler'e bakınız.
EN A four-year-old  child 
telafuz I fo_  yiı  ould çayld 
TR Dört yaşında bir çocuk 
 A nineteenth-century1 novel2
 I naynti_nt -sençıri  novıl 
 Bir ondokuzuncu yüzyıl1 romanı2
 An empty1-headed2 fool
 In empti -hedid   fu_l
 Boş1 kafalı2 bir aptal

Niteleyen isimler ile iyelik şekilleri arasındaki farklılık.
EN Do  you belong to1 a Writers1 Club2  or a Writers3'2 Club4 ?
telafuz Du_ yu_ bilong tu  ı raytız   Kılab  o_ ı raytız '   Kılab ?
TR Sen bir Yazarlar1 Kulübü2ne1 mi yoksa bir Yazarlar3ın2 Kulübü4ne1 mi aitsin?
("Writers" ile içinde yazarların olduğu bir kulüp(niteleyen isim);
 "Writers'" ile yazarlara ait olan bir kulüp(iyelik)
)

Fiillerin "-ing" veya "-ed" eki alarak yaptığı ortaçlar, bir tür sıfattır.
EN A frightened girl
telafuz I fraytınd   gö_l
TR Korkmuş bir kız
 A frightening girl
 I fraytıning  gö_l
 Korkutan bir kız
 You are confused .
 Yu_ a_  kınfyu_zd.
 Sen şaşırmışsın.
 You are confusing  .
 Yu_ a_  kınfyu_zing.
 Sen şaşırtıyorsun.

"-ed"'li ortaçlar, sık sık edatlarla birlikte kullanılır.
EN We1 were amazed at all2 the circus1 animals2.
telafuz Vi  vö_  ımeyzd et o_l  dı  sö_kıs  enimılz .
TR Biz1 bütün2 sirk1 hayvanları2na şaşırmış idik.
 We were amused  by  the clowns. 
 Vi vö_  ımyu_zd bay dı  klaunz. 
 Biz palyaçolar ile eğlenmiş idik. 
 
EN We were annoyed by  the elephants.
telafuz Vi vö_  ınoyd   bay dı  elifıntz .
TR Biz fillere kızmış idik.
 We were bored by  the ringmaster.
 Vi vö_  bo_d  bay dı  ringma_stı.
 Biz sirk müdüründen sıkılmış idik.
 
EN We were confused  by  the noise. 
telafuz Vi vö_  kınfyu_zd bay dı  noyz . 
TR Biz gürültüden şaşırmış idik. 
 We were disappointed by  the motorcycle1  lunatics2 .
 Vi vö_  disıpoyntid  bay dı  moutısaykıl  lu_nıtikz .
 Biz motosiklet1 çılgınları2nda düş kırıklığına uğramış idik.
 
EN We were disappointed in their performance.
telafuz Vi vö_  disıpoyntid  in deı   pıfo_mıns  .
TR Biz onların gösterisinde düş kırıklığına uğramış idik.
 We were embarrassed by  my  brother.
 Vi vö_  emberıst    bay may bradı  .
 Biz benim erkek kardeşim tarafından utandırılmış idik.
 
EN We1 were exhausted from all2 the excitement.
telafuz Vi  vö_  igzo_stid from o_l  dı  iksaytmınt.
TR Biz1 bütün2 heyecandan bitkindik.
 We were excited  by  the lion-tamer . 
 Vi vö_  iksaytid bay dı  layın-teymı. 
 Biz aslan eğiticisi ile heyecanlanmış idik. 
 
EN We were excited  about the high-wire1 act2, too.
telafuz Vi vö_  iksaytid ıbaut dı  hay -vayı  ekt , tu_.
TR Biz yüksek tel1 hareketi2 ile de heyecanlanmıştık.
 We were frightened by  the lions . 
 Vi vö_  fraytınd   bay dı  layınz. 
 Biz aslanlardan korkmuş idik. 
 
EN We were introduced  to the ringmaster.
telafuz Vi vö_  intrıdyu_st tu dı  ringma_stı.
TR Biz sirk müdürü ile tanışmış idik.
 We were interested in the tent.
 Vi vö_  intristid  in dı  tent.
 Biz çadır ile ilgili idik.
 
EN We were irritated by  the heat.
telafuz Vi vö_  iriteytid bay dı  hi_t.
TR Biz ısıdan tahriş olmuştuk.
 We were opposed to leaving early.
 Vi vö_  ıpouzd  tu li_ving ö_li .
 Biz erkenden ayrılmaya karşı idik.
 
EN We were satisfied with the circus. 
telafuz Vi vö_  setisfayd vit  dı  sö_kıs. 
TR Biz sirkten tatmin olmuş idik. 
 We were shocked at the level1 of noise2 under1 the big tent3.
 Vi vö_  şokt    et dı  levıl  ov noyz   andı   dı  big tent .
 Biz büyük çadır3 altındaki1 gürültü2 seviyesi1 ile çok sarsılmıştık.
 
EN We were surprised by  the fans1' response2.
telafuz Vi vö_  sıprayzd  bay dı  fenz ' rispons  .
TR Biz hayranlar1ın yanıtı2 ile şaşkınlığa uğramış idik.
 We were surprised at their indifference.
 Vi vö_  sıprayzd  et deı   indifırıns  .
 Biz onların kayıtsızlığına şaşırmış idik.
 
EN We1 were tired of all2 the lights1 after a while2.
telafuz Vi  vö_  tayıd ov o_l  dı  laytz   a_ftı ı vayl  .
TR Biz1 bir süre2 sonra bütün2 ışıklar1dan yorulmuş idik.
 We were worried about the traffic1 in the parking lot2.
 Vi vö_  varid   ıbaut dı  tırefik  in dı  pa_king lot .
 Biz otopark2taki trafik1ten endişeli idik.

A-Sıfatlar

"ablaze","afloat","afraid","aghast","alert","alike","alive","alone","aloof","ashamed", "asleep","averse","awake","aware" en yaygın A-sıfatlardır. Bu sıfatlar, esasen yüklem sıfatları olarak ortaya çıkarlar. (Yani, bir eşitleme fiilinden sonra gelirler)
EN The children were ashamed. 
telafuz Dı  çildrın  vö_  ışeymd . 
TR Çocuklar utanmışidi. 
 The professor remained aloof. 
 Dı  prıfesı   rimeynd  ılu_f. 
 Profesör soğuk kaldı. 
 I1  have lived alone all2 my  life.
 Ay  hev  livd  ıloun o_l  may layf.
 Ben1 benim hayatımın tümünde2 yalnız yaşadım.

A-sıfatlar, bazen niteledikleri isimlerden önce gelebilir; kendileri de nitelenebilir.
EN The alert soldier
telafuz Dı  ılö_t soulcı 
TR Tetikteki asker
 The averse journalist
 Dı  ıvö_s  cö_nılist
 Muhalif gazeteci
 The nearly awake patient
 Dı  niıli  ıveyk peyşınt
 Neredeyse uyanık hasta
 
EN The terribly ablaze forest
telafuz Dı  terıbli  ıbleyz forist
TR Korkunç bir şekilde tutuşmuş orman
 The very much afraid baby
 Dı  veri maç  ıfreyd beybi
 Çok fazla kormuş bebek


2020 Tamer Karagülle ©. Bu blogtaki içerikler Tamer Karagülle tarafından oluşturulmaktadır.

Bu Blogda Ara

Blogger tarafından desteklenmektedir.