İngilizce öğrenmenin renkli ve kolay yolu

ZarflarkolayIngilizce

Zarflar
(Adverbs)



Tanım

Zarflar,
bir fiili niteleyebilir; bir sıfatı niteleyebilir;
EN He  drove slowly . 
telafuz Hi_ drouv slouli_. 
TR O yavaşça (araba) sürdü.(Nasıl sürdü?) 
 He   drove a1 very  fast2  car.
 Hi_  drouv ı  veri_ fa_st  ka_.
 O çok hızlı2 bir1 arabayı sürdü.(Ne kadar hızlı?)

başka bir zarfı niteleyebilir.
EN She moved quite slowly  down the aisle.
telafuz Şi_ mu_vd kvayt slouli_ daun dı  ayl  .
TR O koridorun aşağısına oldukça yavaş bir şekilde hareket etti.(Ne kadar yavaş bir şekilde?)

Zarflar; olan veya olmuş bir şeyin ne zaman, nerede, niçin veya hangi durum altında olduğunu söyler.

Zarflar, çoğunlukla "-ly" ile bitse de; "-ly" ile bitmeyen zarflar olduğu gibi, "-ly" ile biten sıfatlar da vardır.
EN That1 lovely2 woman1 lives in a3 friendly4 neighborhood2.
telafuz Det   lavli_  vumın  livs  in ı  frendli_  neybıhud     .
TR Şu1 güzel2 kadın1 dost4 bir3 çevre2de yaşıyor.

Cümlenin fiilini niteleyen bir zarf gibi davranan ve özne ile fiili olan kelime grubuna, Zarf Cümleciği denir.
EN When this1 class is over2, we're  going  to the movies .
telafuz Ven  dis   kla_s iz ouvı , vi_'a_ gouing tu dı  mu_vi_s.
TR Bu1 ders bitmiş2 olduğu zaman, biz sinemaya gidiyoruz.

Cümlenin fiilini niteleyen bir zarf gibi davranan ama özne ile fiili olmayan kelime grubuna, Zarf Öbeği denir. Edat Öbeklerinin genellikle zarf fonksiyonları(yer/zaman söyleme, fiil niteleme) vardır.
EN He  went to the movies .
telafuz Hi_ vent tu dı  mu_vi_s.
TR O sinemaya gitti.
 She works on holidays.
 Şi_ vö_ks on holideys.
 O tatillerde çalışır.
 They lived in Turkey during the war.
 Dey  livd  in Tö_ki_ duıing dı  vo_.
 Onlar savaş sırasında Türkiye'de yaşadı.

Mastar öbekleri, — genellikle niçin sorusuna cevap olarak — zarf gibi davranabilir.
EN She hurried to the mainland to see her brother.
telafuz Şi_ harid   tu dı  meynlend tu si_ hö_ bradı  .
TR O onun erkek kardeşini görmek için ana karaya acele etti.
 The deputy   ran to catch the bus.
 Dı  depyıti_ ren tu keç   dı  bas.
 Milletvekili otobüsü yakalamak için koştu.

Başka türde zarf öbekleri de vardır.
EN He  calls his mother as1 often2 as1 possible.
telafuz Hi_ ko_ls hiz madı   ez  ofın   ez  posıbıl .
TR O mümkün olduğu kadar1 sık sık2 onun annesine telefon eder.

Zarflar sıfatları niteleyebilir. Ancak, sıfatlar zarfları niteleyemez.
EN the students1   showed a1 really  wonderful2 attitude2.
telafuz Dı  styu_dınts  şoud   ı  ri_ıli_ vandıfıl   etitu_d  .
TR Öğrenciler1 gerçekten harika2 bir1 tavır2 gösterdiler.
 the students1   showed a1 wonderfully impressive2 attitude2.
 Dı  styu_dınts  şoud   ı  vandıfıli_  impresiv    etitu_d  .
 Öğrenciler1 harika olarak etkileyici2 bir1 tavır2 gösterdiler.
 
EN My1  teacher is really  tall2.
telafuz May  ti_çı   iz ri_ıli_ to_l .
TR Benim1 öğretmenim gerçekten uzun boylu2dur.
 He  ran real fast  .
 Hi_ ren      fa_st. 
 O hızla koştu. 

Sıfatlar gibi, zarflar da üstünlük derecesi belirtebilirler.
EN Walk1 faster if you1 want2 to keep up with me2 .
telafuz Vo_k  fa_stı if yu_  vont  tu ki_p ap vid  mi_ .
TR Eğer sen1 bana2 yetişmek istiyor2san daha hızla yürü1.
 The student   who reads1 fastest  will finish2 first.
 Dı  styu_dınt hu_ ri_ds  fa_stist vil  finiş   fö_st.
 En hızla oku1yan öğrenci ilk olarak bitirecek2.
Zarflarda derece belirtmek için, "more","most","less" ve "least" sıklıkla kullanılır.
EN She could move more1 quickly2 among1 the patients1 with2 sneakers2.
telafuz Şi_ kud   mu_v mo_   kvikli_  ımang  dı  peyşınts  vid   sni_kırs .
TR Hafif lastik ayakkabılar2 ile2 hastalar1ın arasında1 o daha1 çabucak2 hareket edebilirdi.
 
EN The flowers1 were1 the most1  beautifully2 arranged creations2  I 've2  ever3 seen2.
telafuz Dı  flauıs   vö_   dı  moust  byu_tifıli_  ıreyncd  kri_eyşıns  Ay'hev  evı   si_n .
TR Çiçekler1 benim2 şimdiye kadar3 gördü2ğüm en1 güzel bir biçimde2 düzenlenmiş yaratılan şeyler2di1.
 
EN She worked less1 confidently2  after her accident.
telafuz Şi_ vö_kt  les   konfidıntli_  a_ftı hö_ eksidınt.
TR Onun kazasından sonra o daha az1 emin bir şekilde2 çalıştı.
 
EN That1 was1 the least1 skillfully2 done performance1 I2 've  seen2 in years2.
telafuz Det   vaz  dı  li_st  skilfıli_   dan  pıfo_mıns    Ay 'hev si_n  in yiıs  .
TR O1 ben2im2 yıllar2 içinde gördü2ğüm en az1 ustalıkla2 yapılmış gösteri1 idi1.

Birkaç zarfın, "-ly"'li ve "-ly"'siz olmak üzere anlam olarak da farklı iki hali vardır.
EN He  arrived late.
telafuz Hi_ ırayvd  leyt.
TR O geç ulaştı.
 He  was in Antalya lately .
 Hi_ vaz in Antalya leytli_.
 O son zamanlarda Antalyadaydı.

Sıfatlar gibi zarflar da, çeşitli derecelerde ön belirteçlerle birlikte kullanılabilir. (Sıfatlar için bakınız.)
EN She runs very  fast .
telafuz Şi_ rans veri_ fa_st.
TR O çok hızlıca koşar.

Numaralı Listelerde Zarfların Kullanımı

Metindeki madde sayısı üçten fazla olan sıralamalarda, "-ly" ile biten zarfların ("firstly","secondly" vb.) yerine sıra sayıları("first","second" vb.) kullanılmalıdır. Bu tarzdaki zarflar, ayrık zarf türündedir.
EN First, wake up. Second, brush your teeth. Third, breakfast.
telafuz Fö_st, veyk ap. Sekınd, braş  yo_  ti_t . Tö_d,  brekfıst .
TR İlk olarak, uyan. İkinci olarak, senin dişlerini fırçala. Üçüncü olarak, kahvaltı et.

Zarf ve Zarf Öbeklerinin Türleri

Tarz

EN She moved1 slowly1  and spoke2 quietly2  .
telafuz Şi_ mu_vt  slouli_  end spouk  kvayıtli_ .
TR O yavaş yavaş1 hareket etti1 ve sessizce2 konuştu2.

Yer

EN She has lived on the island throughout all1 her2 life.
telafuz Şi_ hez livd  on dı  aylınd tru_aut    o_l  hö_  layf.
TR O onun2 bütün1 hayatı boyunca adada yaşadı.
 
EN She still1 lives there now2.
telafuz Şi_ stil   livs  deı   nau .
TR O şimdi2 hâlâ1 orada yaşıyor.

Sıklık

EN She takes the boat1 to the mainland2 every day.
telafuz Şi_ teyks dı  bout  tu dı  meynlend  evri_ dey.
TR O her gün ana kara2ya kayık1la gider.
 
EN She1 often goes by  herself2.
telafuz Şi_  ofın  gous bay hö_self .
TR O1 sık sık kendi2 başına gider.

Zaman

EN She tries to get back before dark.
telafuz Şi_ trayz tu get bek  bifo_  da_k.
TR O karanlıktan önce geri gelmeye çalışıyor.
 
EN It's starting to get dark now.
telafuz İt's sta_ting tu get da_knau.
TR Şimdi akşam olmaya başlıyor.
 
EN She finished her tea first.
telafuz Şi_ finişt   hö_ ti_ fö_st.
TR O onun çayı ilk bitirdi.
 
EN She left early.
telafuz Şi_ left ö_li_.
TR O erken ayrıldı.

Amaç

EN She drives her boat slowly  to avoid hitting1 the rocks2.
telafuz Şi_ drayvz hö_ bout slouli_ tu ıvoyd hiting   dı  roks  .
TR O kayalar2a vurmak1tan kaçınmak için onun kayığı yavaş yavaş sürüyor.

Zarfların Konumu

Zarflar, cümle içinde değişik yerlere konabilir.
EN The imam1 addressed his congregation2 solemnly.
EN The imam1 solemnly addressed his congregation2.
EN Solemnly the imam1  addressed his congregation2.
telafuz Solımli_ dı  ima_m  ıdrest    hiz kongrıgeyşın .
TR İmam1 dinî olarak onun cemaati2ne hitap etti.

Sıklık belirten zarfların("often","never" vb.) cümledeki konumu:
Ana fiilden önce. Yardımcı fiil ile ana fiil arasında.
EN He  never get up before nine o'clock. 
telafuz Hi_ nevı  get ap bifo_  nayn ı'klok . 
TR O saate göre dokuzdan önce asla yataktan kalkmaz. 
 She has rarely written to1 her1 brother1 without2 a2 good3 reason2.
 Şi_ hez reıli_ ritın   tu  hö_  bradı    vidaut   ı  gud   ri_zın .
 O iyi3 bir2 sebep2 olmadan2 onun1 erkek kardeşi1ne1 nadiren yazdı.

"used to" fiilinden önce.
EN I1  always  used  to see him2 at his summer house.
telafuz Ay  o_lveyz yu_zd tu si_ him  et his samı   haus .
TR Ben1 onun kameriyesinde o2nu daima görürdüm.

Zarf ve Zarf Öbeklerinin Sırası

Birden fazla zarf ve/veya zarf öbeğinin cümledeki sıralaması, Sıfatların Sırası'na benzer. Fakat, çok daha esnektir.

Zarf ve Zarf Öbeklerinin Sırası
 Fiil   Tarz   Yer   Sıklık   Zaman   Amaç 
 Ayşe swims  enthusiastically  in the pool  every morning  before dawn  to keep in shape. 
 Ali walks  impatiently  into town  every afternoon  before supper  to get a newspaper. 
 Oya naps  in her room  every morning  before lunch. 

Cümle içinde zarfların yerleşimi esnek olduğundan, bu sıralama dışındaki bir yerleşimde araya virgül konulur.
EN Every1 afternoon1 before1 supper2, Ali impatiently1  walks into2  town3 to get2 a2 newspaper4 .
telafuz Evri_  a_ftınu_n  bifo_   sapı   , Ali impeyşıntli_  vo_ks intu_  taun  tu get  ı  nyu_zpeypı .
TR Akşam yemeği2nden önce1 her1 öğleden sonra1, Ali sabırsızlıkla1 bir2 gazete4 almak için2 kasaba3ya2 yürür.

Genel bir kural olarak; daha kısa olan bir zarf veya zarf öbeği, içeriğe bakılmadan daha uzun olandan önce gelir.
EN Mustafa takes a1 brisk2 walk before1 breakfast1 every3 day2 of2 his4 life3.
telafuz Mustafa teyks ı  brisk  vo_k bifo_   brekfıst   evri_  dey  ov  hiz  layf .
TR Mustafa onun4 hayatı3nın2 her3 günü2 kahvaltı1dan önce1 canlandırıcı2 bir1 yürüyüş yapar.
(zaman zarf öbeği, sıklık zarf öbeğinden daha kısadır.)

Aynı türden(tarz, sıklık vb.) zarf veya zarf öbeklerinde, daha kendine özgü özel olan önce gelir.
EN His1 grandmother was born2 in1 an3 adobe   house1 on2 the plains2 of3 Trabzon.
telafuz Hiz  grenmadı    vaz bo_n  in  ın  ıdoubi_ haus   on  dı  pleyns  ov  Trabzon.
TR Onun1 büyükannesi Trabzon'un3 ovaları2nda2 bir3 kerpiç ev1de1 doğmuş2 idi.

Cümledeki anlamın önemi ve vurgusu, özellikle tarz türünden zarfların cümle başına gelmesiyle arttırılabilir.
EN Slowly1 , ever so2  carefully3, Zeynep filled the coffee1 cup2 up to the brim3.
telafuz Slouli_ , evı  sou  keıfıli_  , Zeynep fild   dı  kofi_   kap  ap tu dı  brim .
TR Yavaş yavaş1, çok2 dikkatle3, Zeynep kahve1 fincanı2 ağız3a kadar doldurdu.

Uygunsuz Zarf Yerleşimi

Niteleyenlerin cümledeki doğru yerleşimi için Niteleyen Yerleşimi'ne bakınız.
Niteleyenler, bazen yanlış yerleşimden dolayı nitelememesi gereken kelimeleri nitelerler.
EN They reported1 that Barış Manço, a1 Turkish2 artist, had died2 on the six  o'clock news .
telafuz Dey  ripo_tid  det  Barış Manço, ı  Tö_kiş   a_tist, hed dayd  on dı  siks ı'klok  nyu_z.
TR Onlar Barış Manço'nun2, bir1 Türk2 sanatçısı, saate göre altı haberlerinde ölmüş ol2duğunu bildirdi1.
(Altı çizili zarf öbeği, yan cümlecikteki fiili niteliyor. (Yanlış))
 
EN They reported1 on the six  o'clock news  that Barış Manço, a1 Turkish2 artist, had died2 .
telafuz Dey  ripo_tid  on dı  siks ı'klok  nyu_z det  Barış Manço, ı  Tö_kiş   a_tist, hed dayd  .
TR Onlar Barış Manço'nun2, bir1 Türk2 sanatçısı, ölmüş ol2duğunu1 saate göre altı haberlerinde bildirdi1.
(Altı çizili zarf öbeği, ana cümlecikteki fiili niteliyor. (Doğru))

EN She only   wants to be1  an engineer2.
telafuz Şi_ ounli_ vonts tu bi_  ın encıniı  .
TR O bir mühendis2 olmak1 sadece istiyor.
 She wants to be1  only   an engineer2.
 Şi_ vonts tu bi_  ounli_ ın encıniı  .
 O sadece bir mühendis2 olmak1 istiyor.

Zarf Tümleci, Ayrık Zarf ve Bağlaç Zarfları

Cümlenin akışıyla uyumlu ve bağlantılı zarflara Zarf Tümleci denir. Cümledeki yerine bakılmaksızın çoğu zarf bu sınıftandır.
EN Regardless of1 its1 position1, an2 adverb2 is often1 neatly2  integrated  into2  the flow3 of3 a3 sentence4.
telafuz Riga_dlıs  ov  its  pızişın  , ın  edvö_b  iz ofın   ni_tli_  intıgreytid intu_  dı  flou  ov  ı  sentıns  .
TR Onun1 konumu1na bakmaksızın1, bir2 zarf2 bir3 cümle4nin3 akışı3 içine2 sık sık1 temiz bir şekilde2 kaynaşır.

Cümlenin akışına uymayan zarflar, Ayrık Zarf veya Bağlaç Zarfı olarak adlandırılır ve cümleden virgülle ayrılırlar.
Ayrık zarf, bir çeşit cümlenin değerlendirilmesi olarak çalışır. Çoğunlukla fiili ama bütün cümleyi de niteler.
EN Frankly , Recep, I  don't give a hoot.
telafuz Frenkli_, Recep, Ay dount giv  ı hu_t.
TR Açıkça, Recep, ben umursayorum.
 Fortunately, no  one was hurt.
 Fo_çınıtli_, nou van vaz hö_t.
 Neyse ki, hiç kimse yaralanmadı.
 
EN Although1 it1 usually  modifies1 the verb1, we2  could say2 that2 it3 modifies3 the entire clause2, too.
telafuz O_ldou    it  yu_jıli_ modıfayz  dı  vö_b , vi_  kud   sey  det   it  modıfayz  dı  intayı klo_z  , tu_.
TR O1 genellikle fiil1i nitele1diği halde1, biz2 o3nun3 bütün cümleci2ği nitele3diği2ni2 de söyleyebiliriz2.

Yukarıdaki örnekte ayrık zarf olan "too", aşağıdaki örnekte zarf tümlecidir.
EN It's too hot to play outside.
telafuz İt's tu_ hot tu pley autsayd.
TR Dışarıda oynamak için aşırı sıcak.

Bağlaç zarfları, fikirler arasında bir geçişe işaret eden ve cümle akışında bağlantı görevine hizmet eden zarflardır.
EN If they1 start1 smoking1  those1 awful2 cigars2, then I2'm2 not staying2.
telafuz İf dey   sta_t  smouking  douz   o_fıl  siga_s , den  I em  not steying .
TR Eğer onlar1 şu1 berbat2 purolar2ı içme1ye başlarlar1sa, o zaman ben2 kal2yorum2.
 
EN We1've  told1 the landlord1 about this ceiling2 again and again1, and yet he2's  done2 nothing3 to fix2  it4.
telafuz Vi_ hev told  dı  lendlo_d  ıbaut dis  si_ling  ıgeyn end ıgeyn , end yet hi_ iz dan   nating   tu fiks  it .
TR Biz1 bu tavan2 hakkında defalarca1 mal sahibi1ne söyledik1, ve hâlâ o2 o4nu onarmak için2 hiçbir şey3 yapmadı2.
 
EN I  love1 this school1; however, I  do2n't think2 I  can afford3 the tuition2 .
telafuz Ay lav   dis  sku_l  ; hauevı , Ay do unt tink   Ay ken ıfo_d   dı  tyu_işın .
TR Ben bu okul1u seviyorum1; bununla birlikte, ben benim3 okul ücreti2ne gücümün yetebil3eceğini san2yorum2.

Bazı Özel Durumlar

Zarflar "enough" ve "not enough", genellikle nitelediklerinden sonra gelir.
EN Is that music   loud enough? 
telafuz İs det  myu_zik laud inaf  ? 
TR O müzik yeterince yüksek sesli mi? 
 These shoes are not1 big enough2.
 Di_z  şu_ s a_  not  big inaf   .
 Bu ayakkabılar yeteri kadar2 büyük değil1dir.
 
EN In1 a1 roomful1 of elderly2 people2, you must remember to speak3 loudly1  enough2.
telafuz İn  ı  ru_mful  ov eldıli_  pi_pıl , yu_ mast rimembı  tu spi_k  laudli_  inaf   .
TR Bir1 oda dolusu1 yaşlıca2 kişi2 içinde1, sen yeterince2 yüksek sesle1 konuşma3yı aklında tutmalısın.

Sıfat olarak "enough" nitelediği isimden önce gelebilir.
EN Did she1 give us2 enough time?
telafuz Did şi_  giv  as  inaf   taym?
TR O1 bize2 yeterli zaman verdi mi?

Zarf olarak "enough"'ı sıklıkla bir mastar takip eder.
EN She didn't run fast  enough1 to win2.
telafuz Şi_ didınt ran fa_st inaf    tu vin .
TR O kazanmak için2 yeteri kadar1 hızlı koşma.

Zarf "too", sıfatlar ve diğer zarflardan önce gelir.
EN She ran too fast . 
telafuz Şi_ ren tu_ fa_st. 
TR O çok hızlı koştu. 
 She works too1 quickly2.
 Şi_ vö_ks tu_  kvikli_ .
 O çok1 çabucak2 çalışır.

"Too" bir zarftan sonra geliyorsa, büyük olasılıkla — hem de anlamında — ayrık zarftır ve virgülle ayrılır.
EN Ayşe works hard1. She works quickly2, too.
telafuz Ayşe vö_ks ha_d . şi_ vö_ks kvikli_ , tu_.
TR Ayşe sıkı1 çalışır. O hem de çabucak2 çalışır.

Zarf olarak "too"'yu sıklıkla bir mastar takip eder.
EN She ran too1 fast1  to win2 this2 race.
telafuz Şi_ ren tu_  fa_st  tu vin  dis   reys.
TR O bu2 yarışı kazanmak için2 çok1 hızlı1 koştu.

"Too" ile birlikte kullanılan diğer bir yapı da; zarfı takip eden bir edat öbeğifor" + edatın nesnesi — ve bir mastar yapısıdır.
EN This1 milk1 is too1 hot2 for a3 baby2   to drink2.
telafuz Dis   milk  iz tu_  hot  fo_ ı  beybi_  tu drink .
TR Bu1 süt1 bir3 bebe2ğin içmesi2 için aşırı1 sıcak2tır.
TR Bu1 süt1 bir3 bebe2ğin içemeyeceği2 kadar aşırı1 sıcak2tır.

İlgi Zarfları

Sıfat niteliğindeki cümlecikler bazen İlgi Zarflarıyla da("where","when","why") kullanılabilir.
Bütün cümlecik sıfat niteliğinde olup bir ismi nitelese de; ilgi zarfı tek başına, cümlecikteki fiili niteler.

İlgi zarfı "where"; bir yer ismini niteleyen cümlecik başında kullanılır.
EN His1 entire2 family1  now1 worships1 in the mosque where2 his great grandfather2 used  to be2  imam3.
telafuz Hiz  intayı  femıli_  nau  vö_şips   in dı  mosk   veı    hiz greyt grenfa_dı    yu_zd tu bi_  imam .
TR Onun1 bütün2 ailesi1 onun büyük büyükbabası2nın geçmişte2 imam3 ol2duğu yer olan2 camide şimdi1 ibadet ediyor1 .

İlgi zarfı "when"; bir zaman ismini niteleyen cümlecik başında kullanılır.
EN My1  favorite2 month1 is1 always1  May, when2 we  celebrate2 Atatürk's Birthday!2 and Youth3's Day4.
telafuz May  feyvrit   mant   iz  o_lveyz  mey, ven   vi_ selıbreyt  Atatürk Bö_tdey    end Yu_t s   Dey .
TR Benim1 gözde2 ayım1 bizim2 Atatürk'ün Doğum Günü22 ve Gençlik3 Günü4nü kutla2dığımız zaman olan2 daima1 Mayıs ayıdır1.

İlgi zarfı "why"; "reason"'ı niteleyen cümlecik başında kullanılır.
EN Do1  you know1 the reason why1 Tolga is2n't2 in class today3?
telafuz Du_  yu_ nou   dı  ri_zın vay  Tolga iz ınt  in kla_s tıdey ?
TR Sen Tolga'nın2 bugün3 sınıfta olma2ma2sının1 nedenini biliyor musun1?

Böyle cümleciklerde, bazen ilgi zarflarının yazılmadığı da olabilir. Ayrıca, "reason"'ın önündeki "why" yerine "that" de kullanılabilir.
EN Do1  you know1 the reason why Tolga is2n't1 in class today2?
telafuz Du_  yu_ nou   dı  ri_zın     Tolga iz ınt  in kla_s tıdey ?
TR Sen Tolga'nın2 bugün2 sınıfta olma2ma1sının nedenini biliyor musun1?
 
EN I1  always  look forward1 to the day1 when we2  begin2 our summer2 vacation3.
telafuz Ay  o_lveyz luk  fo_vud   tu dı  dey       vi_  bigin  auı samı    vıkeyşın .
TR Ben1 biz2im2 (bizim) yaz2 tatilimiz3e başlayaca2ğımız gün1ü daima dört gözle beklerim1.
 
EN I  know1 the reason1 that men2 like2 motorcycles3 .
telafuz Ay nou   dı  ri_zın  det  men  layk  moutısaykıls .
TR Ben adamlar2ın2 motosikletler3i sevme2lerinin nedeni1ni biliyorum1.

Bakış Açısı Zarfları ve Olumsuz Zarflar

Bir bakış açısı zarfı, genellikle bir isimden sonra gelir ve bu isimden önceki sıfatla ilişkilidir. Zarftan hemen sonra, gerekli olmasa da "speaking" gelebilir.
EN A1 successful2 athletic3 team is often a4 good5 team scholastically (speaking).
telafuz I  sıksesfıl   etletik   ti_m iz ofın  ı  gud   ti_m skılestikıli_  (spi_king).
TR Başarılı2 bir1 atletik3 takım bilimsel olarak (konuşulursa) çoğu kez iyi5 bir4 takımdır.
 
EN Investing1 all our1 money2 in buildings3 was probably1  not2 a2 sound idea   financially.
telafuz İnvesting  o_l auı  mani_  in bilding  vaz probıbli_  not  ı  saund aydi_ı faynenşıli_.
TR Bizim1 paramız2ın tümü1 inşaatlar3a yatırma1 muhtemelen1 malî bakımdan sağlam bir2 fikir değil2di.

"Not" ve "never" gibi olumsuz zarflar, cümleye olumsuz anlam katar.
EN I  shall never forget this day.
telafuz Ay şel   nevı  fı_get dis  dey.
TR Ben bu günü asla unutmayacağım.
 She1 hardly  eats anything2 since the accident.
 Şi_  ha_dli_ i_ts eni_ting  sins  dı  eksidınt.
 O1 kazadan beri hemen hemen hiçbir şey2 yemez.


2020 Tamer Karagülle ©. Bu blogtaki içerikler Tamer Karagülle tarafından oluşturulmaktadır.

Bu Blogda Ara

Blogger tarafından desteklenmektedir.